11. Hukuk Dairesi 2014/4170 E. , 2015/2101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/07/2013 tarih ve 2009/200-2013/632 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 17/02/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av...... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 07.02.2007 tarihli limited şirket ortaklık sözleşmesi imzalandığını, bu kapsamda davalının .... firmasındaki bir kısım hisselerini davacıya devrettiğini, sözleşmeye göre şirketin devir öncesi borçlarını hisseleri oranında devraldıklarını, şirket borçlarının 14. maddeye göre davalının şahsi hesabına ödeneceğini, ancak davalının paraları şirket borçları için kullanmayarak zimmetine geçirdiğini ileri sürerek, 105.950 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, karşı tarafa borçları bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının 07.02.2007 tarihli ortaklık sözleşmesinin 14. maddesi uyarınca davalıya şirket borçlarının ödenmesi için para gönderdiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 105.950 TL"nin tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında limited şirket ortaklık sözleşmesi imzalandığını, bu kapsamda davalının ... firmasındaki hisselerinin bir kısmını devrettiğini, sözleşmenin 6. maddesine göre davacının şirketin devir öncesi borçlarından hissesi oranında sorumlu olacağını, 14. madde uyarınca şirket borçlarının davalının şahsi hesabına gönderileceğini, davalının hesabına gönderdikleri 105.950 TL"yi davalının zimmetine geçirdiğini, şirket borçlarının ödenmesi için kullanmadığı gerekçesiyle, anılan miktarın tahsilini istemiş, davalı vekili ise davacının şahsi borçlarından dolayı müvekkiline ödeme yaptığını savunmuş, mahkemece ayrıntılı gerekçeye yer verilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, davalının bir kısım payını davacıya devrettiği, 11.02.2008 tarihine kadar davalının dava dışı ... firmasının müdürü olduğu, davacının banka hesabından davalının şahsi hesabına “hesaptan hesaba havale” adı altında ödemeler yapıldığı anlaşılmakta olup, taraflar arasındaki 07.02.2007 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde davacının detayları 7. maddede belirtilen şirketin bir kısım borçlarını hissesi oranında devraldığı belirtilmiş, 14. maddede ise şirket borçlarının ödenmesinin davalının şahsi hesabına yapılacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, dosyada mevcut hesap ekstrelerine göre davacının hesabından, davalının şahsi banka hesabına ödemeler yapıldığına göre, bu paraların sözleşmede belirtildiği gibi şirket borcu için değil de, davalının şahsi alacağı için gönderildiğini ispat yükü davalıya düşer. Kaldı ki mahkemece davacının talebi gibi 105.950 TL"nin tahsiline karar verilmiş ise de, banka hesap ekstreleri ve şirket kayıtları üzerinde dava konusu alacağın belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı gibi, gerekçede atıf yapılan aynı mahkemenin 2007/243 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da davacının 2007 ve 2008 yıllarında davalının şahsi hesabına 117.550 TL ödeme yaptığı, bunun 14.000 TL kısmının şirketin 2007 yılı kayıtlarına işlendiği, davacının alacağının 103.550 TL olduğu belirtilmiş olup, bu kapsamda mahkemenin hükmettiği 105.950 TL alacak miktarının da ne şekilde belirlendiği denetime elverişli olacak şekilde açık değildir.
Bu itibarla, mahkemece konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak, 07.02.2007 tarihli sözleşme kapsamında davalıya şirket borçlarının ödenmesi için ne miktarda para gönderildiği belirlenerek, bu paralardan ne kadarının şirket borçları için kullanıldığı tespit edilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.