22. Hukuk Dairesi 2015/35468 E. , 2016/1748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı Savunmasının Özeti:
Davalılar vekilleri, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, kanuni dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda; davalı ..."ın işçisi olarak tren ve istasyon şefi sıfatıyla çalışan davacının iş sözleşmesinin İş Kanunu"nun 17/d. maddesi uyarınca yazılı bildirim ile 30.09.2014 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı ... tarafından şirketin içinde bulunduğu ekonomik darboğaz sebebiyle davacının sözleşmesinin feshi yoluna gidildiği savunulmuş ise de, yazılı fesih bildiriminde belirtilmeyen bir sebebin sonradan ileri sürülemeyeceği, fesih sebebinin açık ve kesin olması gerektiği hususu da nazarı dikkate alındığında mahkemece feshin geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesiyle işe iadeye yönelik verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, dairemizin 2015/18566 esas sayılı onama kararı ile sonuçlanmış dosyasına konu yerel mahkeme kararının gerekçesinde de belirtildiği gibi, davalılar arasında yapılmış bir ihale veya hizmet alım sözleşmesi olmadığı, Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı ..."nin davalı ..."ın sermayesinin neredeyse tamamına yakın ortağı olmasının davalı ... Belediyesini davacının işvereni yapmayacağı, davalı ..."ın kendi tüzel kişiliğinin bulunduğu ve davalı ... Belediyesinin işverenlik sıfatı açısından davada taraf sıfatının olmadığı anlaşıldığından yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
3-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının ... A.Ş"ye İŞE İADESİNE,
4-Davacının kanunî sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
5-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
6-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 29,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 01,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.800,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 105,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
9-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 25.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.