Esas No: 2020/16511
Karar No: 2022/997
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16511 Esas 2022/997 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Mahkeme, uyuşturucu madde bulundurma suçlamasından açılan davada hüküm giyen sanığın, hükümlülük yükümlülüklerine uymaması sonucu tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkum edildiğini belirtti. Mahkeme, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi uyarınca bilinen en son adresin tebliğat yapılamaması durumunda adres kayıt sistemindeki adresin kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Ancak mahkeme, sanık hakkında verilen hükümlülük kararının usulsüz olarak kesinleştirildiğini ve bu nedenle bir mahkûmiyet hükmü olmadığını belirterek dava dosyasını mahalline iade etti. Kanun maddelerine göre, hüküm giyen kişinin bilinen son adresi esas alınmalıdır ve tebellüğ işlemi gerçekleştirilmelidir. Henüz gerçekleştirilmemiş olan hükmün açıklanması geri bırakılması, hükümlüye verilen cezanın ertelenmesi anlamına gelmektedir. CMK'nın 231. maddesinin 12. fıkrası gereğince itiraz kanun yoluna tabi bulunması nedeniyle, dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar verilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : TURGUTLU 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanığın yokluğunda verilen 28/06/2012 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanığın bilinen son adresine gönderildiği ve tebligatın sanığın tanınmadığından bahisle merciine iade edildiği, söz konusu kararın sanığın mernis adresi yerine önceki tebligatın iade edildiği adrese Tebligat Kanunu 35. madde gereğince usulsüz olarak tebliğ edildiği ve bu nedenle kararın usulsüz olarak kesinleştirildiği dolayısıyla bu kararın kesinleşmediği, buna bağlı olarak da sanığa verilen 26/06/2015 tarihli mahkûmiyet kararının hukuki değerden yoksun olduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz dilekçesinin, 28/06/2012 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının CMK'nın 231. maddesinin 12. fıkrası gereğince itiraz kanun yoluna tabi bulunması nedeniyle, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 07.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.