3. Hukuk Dairesi 2014/12868 E. , 2014/16577 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacılar vekili Av. ... geldi. Aleyhine temyiz olunan davalılar ve vekili gelmedi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dilekçesinde; davacıların murisi ..."nun, Noterde düzenlediği 30.05.1993 tarihli vasiyetname ile o tarihte tapusuz olan, daha sonra kadastro çalışmaları ile .... Köyü 138/A-15 ve 46 parsellerin yarı payını zaten sağlığında 18.07.2002 tarihinde ... adına tapuda devrettiğini, davacı ... payının ise adına tapuda işlenebilmesi için vasiyetnamenin tenfizini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan .... davanın reddini dilemiş, diğer davalılar yargılamaya katılmamış, cevap dilekçesi vermemişlerdir.
Mahkemece; murisin sağlığında taşınmazları diğer davacı ..."e devrettiği, nihayetinde ½ payın yine murise intikal ettiği, TMK 544/2 fıkrası gereğince vasiyetname ile bağdaşmayacak şekilde sağlararası tasarrufla taşınmazın temlikinin vasiyetnameden rücu edildiğini gösterdiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, ayrıca somut olayda davacı ..."in bir istemi olmadığı, Cemal"in davalı olarak gösterilmesi gerektiği, eksik hısım gösterildiği, bu gerekçe ile dahi davanın reddi gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmektedir.
Dava TMK"nun 600. maddesi uyarınca vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyete konu taşınmazların davacılar adına tesciline ilişkindir.
Somut olayda, tenfizi istenen vasiyetnamenin ....Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/167 Esas, 2010/189 Karar sayılı ilanı ile “açılıp okunmasına” karar verildiği, dosya kapsamından tebligatların tamamlanmadığı ve kararın kesinleşmediği saptanmıştır.
4721 sayılı TMK"nun 514.maddesine göre mirasbırakan tasarruf özgürlüğü sınırları içinde malvarlığının tamamında veya bir kısmında vasiyetname ile tasarrufta bulunabilir.
Vasiyet genellikle ivazsız bir tasarruftur. Vasiyet alacaklısı, mirasbırakanın külli halefi olmayıp, cüzi halefi olduğu için vasiyet olunan mal üzerinde doğrudan hak kazanması mümkün değildir. Vasiyet alacaklısının alacak hakkının hukuki sebebi olan vasiyet her ne kadar mirasbırakanın sağlığında yapılıyorsa da, bu bir ölüme bağlı tasarruf olduğundan, vasiyet alacağı ancak mirasbırakanın ölümü ile doğar. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır. Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı açılır.
Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar.
Hukuk Genel Kurulunun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin, TMK"nun 595 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. Diğer bir anlatımla " Vasiyetnamenin Tenfizi, Vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir.(HGK 17.01.2007 gün 2007/2-2 E.- 2007/10 K.)
Davada, vasiyetnamenin açılıp okunması davasının kesinleşme tarihinden itibaren davalıların vasiyetname ile ilgili iptal davası açmaları için 1 yıllık hak düşürücü süre geçmeden, başka bir deyişle vasiyetname infaz edilebilir olmadan mahkemece; işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, şimdilik diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.