Davacı, % 16 maluliyet oranına göre bağlanan maaşının hatalı olduğunun tesbitiyle, gerçek maluliyet oranına göre maaşının artırılmasına ve muarazanın giderilmesine, bunun olmadığı takdirde maddi zararları tesbit edilerek işverenden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının A. Teks. Ticb ve San. A.Ş"ye ait iş yerinde geçirdiği iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik oranı % 48,2 olduğu halde davalı Kurum tarafından % 16 kabul edilerek gelir bağlandığı, gerçek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi ile bu orana göre gelir bağlanması gerektiğinin tespitini aksi takdirde maddi zararlarının tespit edilerek işverenden tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulü ile iş kazası nedeni sürekli iş göremezlik oranının % 34 olduğunun ve davalı Kurumca gelir bağlanmasına yönelik işlemlerde bu oranın göz önüne alınması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Maluliyet oranının tesbitine ilişkin davanın asıl amacı, 506 sayılı Yasa gereğince sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasının teminine yöneliktir. Bir iş kazası sonucu meydana gelen sürekli iş göremezlik oranının tespiti işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve de olayda iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik meydana gelmiş ise, kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir.
Dava konusu olan hukuki ilişki birden fazla kişi arasında ortak olup da, bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde, dava arkadaşlığı maddi bakımdan zorunludur. Burada dava arkadaşları arasındaki hukuki ilişki son sıkı olup Mahkeme, mecburi dava arkadaşlarının hepsi hakkında aynı ve bir tek karar verir.
Sürekli iş güce kaybı oranının tespiti istemine ilişkin dava sonucunda mahkemece verilecek hüküm gerek işverenin gerekse Sosyal Sigortalar Kurumunun hak alanını etkileyeceğinden işveren ile Sosyal Sigortalar kurumu arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu nedenle davacıya A.Teks. Ticb ve San. A.Ş"ni yöntemince davaya dahil etmesi için önel verip, işverenin savunması alınıp delilleri toplandıktan sonra karar verilmelidir.
Öte yandan 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte
kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir.Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasa’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalı Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesi raporu ile Y.S.K Kararı arasında çelişki bulunması halinde ise bu çelişki Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu"ndan alınacak rapor ile giderilmelidir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda sigortalının sürekli işgöremezlik oranının SSK Adana Hastahanesinin 15.05.1996 tarihli raporu, Çukurova Ünüversitesi Tıp Fakültesi Hastahanesi"nin 20.09.2000 tarihli raporlarına göre SSK Malüliyet Dairesi Başkanlığı tarafından % 16, SSK Yüksek Sağlık Kurulunun 13.12.2005 tarih1i Kararı"na göre % 26, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun 16.04.2007 tarihli raporuna göre de % 34 olarak belirlendiği, mahkemece Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu"ndan rapor alınmak suretiyle bu raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin sonuca gidilmiş olmasıda mahkemenin kabul şekli bakımından hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Kurumun öteki itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 08.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.