Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6258
Karar No: 2016/8969
Karar Tarihi: 13.10.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/6258 Esas 2016/8969 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/6258 E.  ,  2016/8969 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davada ... 2. Sulh Hukuk ile ... 10. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı gönderme-görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir.
    ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, görülmekte olan bir dava nedeniyle terekeye temsilci atanması istemli davanın münhasır tereke davası olmadığı gerekçesiyle ... Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı vermiştir.
    ... 10. Sulh Hukuk Mahkemesi ise davanın ... mahkemesinde görülmesi gerektiği, ... adliyesinde 2, 4, 9 11 ve 12. Sulh Hukuk Mahkemelerinin ... mahkemesi olduğu gerekçesiyle ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı vermiştir.
    İki mahkemenin de görevsizlik kararı vermesi ve bu kararların kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş bulunması ile kesin yetki hallerinde; iki mahkemenin de yetkisizlik kararı vermesi ve bu kararların kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş bulunması, 6100 sayılı HMK"nın 21. maddesinde, davaya bakacak mahkemenin tayini için yargı yeri belirlenmesi yoluna başvurulacak haller arasında sayılmaktadır. 6100 sayılı HMK"nın 22/2. maddesi uyarınca da, "İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir". Buna göre, burada, usule ilişkin nihaî kararlardan olan ve yazılması, kapsamı ve kanun yolları bakımından, hükümler gibi işlem görecek olan (HMK m. 294/6) ve HMK"nın 21 ve 22. maddelerinde yargı yeri belirlenmesi bakımından mevcudiyeti şart koşulan nitelikte "yetkisizik-görevsizlik kararı" bulunmadığından, merci tayini (yargı yeri belirlenmesi) için öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.
    Öte yandan, bir yerde aynı mahkemeden birden fazla bulunuyorsa, bunlar arasındaki ilişki genel anlamda iş dağılımı ilişkisidir. Başka bir deyişle, bir yerde bulunan aynı ad ve nitelikteki asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemelerinin birbirleri ile olan ilişkisi, iş dağılımı ilişkisidir.
    Dar ve teknik anlamdaki işbölümü ise aynı yerde asliye hukuk mahkemesi yanında asliye ticaret mahkemesi bulunması durumunda ortaya çıkmaktaydı. Gerçekten, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi (ve diğer hukuk mahkemeleri) arasındaki ilişki, hem 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda (m.5) hem de 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun kanunlaşan ilk halinde (m.5/3-4), iş bölümü ilişkisi olarak kabul edilmişti. Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinde, 26/6/2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve
    diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılmış ve görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve böylece buna ilişkin itiraz da ilk itiraz olmaktan çıkarılıp, davanın her aşamasında ileri sürülebilecek ve hakim tarafından re’sen gözetilebilecek bir dava şartı haline getirilmiştir.
    Konuyla ilgili olarak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2011 tarih ve 2011/11-61 E. - 2011/188 K. sayılı ilâmında şu açıklamalara yer verilmiştir: "Ayrı bir (veya daha fazla) ticaret mahkemesi bulunan yerlerde, asliye hukuk ve ticaret mahkemeleri arasında görev değil, işbölümü ilişkisi olduğu belirtilmişti (Esasen, bir yerdeki birden fazla asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki de bir iş bölümü ilişkisidir; ancak buradaki işbölümü ilişkisi, gerçekte bir iç ilişki niteliğindedir. Aynı şekilde, bir yerdeki birden fazla ticaret mahkemelerinin ve birden fazla sulh hukuk mahkemelerinin kendi aralarındaki ilişki de gerçekte iç ilişki niteliği taşıyan bir işbölümü ilişkisidir). Ancak, bir yerdeki birden çok aynı tür mahkeme; örneğin birden çok asliye hukuk mahkemesi arasındaki işbölümü ilişkisi (iç ilişki) ile o yerdeki asliye hukuk ve ticaret mahkemeleri arasındaki işbölümü ilişkisi arasında iki önemli fark vardır: İlkin, ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki işbölümü, yukarıda belirtildiği üzere kaynağını Kanundan almaktadır. Şöyle ki: Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar sayılmış; 5. maddenin birinci fıkrasında aksine hüküm bulunmadıkça, müddeabbihe göre ticari davaların sulh veya asliye hukuk mahkemelerince de görüleceği açıklanmış; ikinci fıkrada, ayrı ticaret mahkemesi bulunan yerlerde, asliye hukuk mahkemesinin görevinde olan ve 4. madde uyarınca ticari sayılan davalara ticaret mahkemesince bakılacağı belirtilmiş; üçüncü fıkrada ise kural olarak (münhasıran iki tarafın arzusuna tabi olmayan işlerle ilgili olanlar hariç olmak üzere) iş alanı (işbölümü) itirazının taraflarca ancak ilk itiraz olarak ileri sürülebileceği öngörülmüştür. Kanunun düzenlediği bu işbölümüne göre bir yerdeki ticaret mahkemesi kanunda belirtilmiş olan ticari davalara; asliye hukuk mahkemesi ise bunun dışındaki hukuk davalarına (dar anlamda) bakacaktır. İkinci fark şudur: Birden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan bir yerdeki asliye hukuk mahkemelerinden birinde görülmekte olan bir davada, tarafların, o davanın, aynı yerdeki başka bir asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği yönünde işbölümü itirazında bulunması mümkün olmadığı halde; o yerdeki asliye hukuk ve ticaret mahkemeleri yönünden böylesi bir işbölümü itirazının örneğin, asliye hukuk mahkemesinde açılmış bir davayla ilgili olarak, oradaki ticaret mahkemesinin görevli bulunduğunun veya bunun tersinin ileri sürülmesi mümkündür."
    Keza, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.06.2004 tarihli ve 2004/4-337 E. - 2004/337 K. sayılı ilamında da bir yerdeki birden fazla ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin "işbölümü ilişkisi" olmayıp, yalnızca bir "iç ilişki" olduğuna değinilmiştir.
    Yukarıda anılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarından da anlaşılacağı üzere, uygulamada, bir yerdeki birden çok aynı tür mahkeme, örneğin birden çok sulh hukuk mahkemesi arasındaki ilişki bakımından; bazen bu ilişkinin işbölümü ilişkisi olmayıp, yalnızca bir iç ilişki olduğuna değinilmiş, bazen de bu ilişki (geniş anlamda) işbölümü ilişkisi olarak nitelendirilmiş, ancak, bu işbölümü ilişkisinin, gerçekte bir iç ilişki niteliğinde olduğu da açıkça belirtilmiştir.
    Birden fazla sulh hukuk mahkemesi bulunan bir yerdeki sulh hukuk mahkemelerinden birinde görülmekte olan bir davada, tarafların, o davanın, aynı yerdeki başka bir sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği yönünde teknik anlamda "iş dağılımı veya iç ilişki" (geniş anlamda işbölümü) itirazında bulunabilmeleri de mümkün değildir.
    26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun "Hukuk mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 5. maddesinin 17/4/2013 tarihli ve 6460 sayılı Kanunun 10. maddesiyle değişik beşinci fıkrası hükmüne göre; "İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen
    işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı ... Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazetede yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır." Görüldüğü üzere, bu fıkra hükmünde de, açıkça, bir yerdeki birden çok aynı tür mahkeme arasındaki "iş dağılımı"ndan bahsedilmiş; iş dağılımını belirleme yetkisi ...Kuruluna verilmiş ve dairelerin, belirlenen iş dağılımına göre tevzi edilen davalara bakmak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.
    Yukarıda değinilen hususlar, mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar doğrultusunda anılan mahkemeler arasındaki ihtilâf değerlendirildiğinde, mahkemeler arasında gerçek anlamda (HMK m.20) bir görev veya teknik anlamda bir işbölümü ilişkisi mevcut olmayıp, "iş dağılımı" ilişkisi bulunduğu ve süresinde işbölümü itirazında bulunulmadığı anlaşıldığından, davanın tevzien verildiği ilk mahkeme olan ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/10/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi