19. Ceza Dairesi 2015/14329 E. , 2018/1365 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğu, 5237 sayılı TCK"nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda yani suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireyler olması halinde tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılamayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylemler nedeniyle sanık hakkında Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28.05.2013 tarih 2012/1062 esas, 2013/415 sayılı kararı ile verilip Dairemizin 2015/15786 esası ile aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan dosyaların getirtilip incelenerek mümkün olması halinde birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
Kabule göre;
1-Adana İl Emniyet Müdürlüğü Haber Merkezi"ne e-posta aracılığıyla yapılan ihbarda, ... Lojistik isimli kargo şubesine sanık adına bandrolsüz kitap geleceğinin belirtilmesi üzerine, kolluk kuvvetleri tarafından kargo şubesine gidilerek sanık adına gönderilen ve içerisinde 300 adet bandrolsüz kitap bulunan 3 adet koliye el konulduğu,
..."nin suça konu kitaplarla ilgili 6 aylık yasal şikayet süresi içerisinde hak sahipliği belgelerini ibraz ederek şikayetçi olduğu, sanığın kargo şubesinde el konulan kitapların kendisine ait olduğunu, bu kitapları seyyar tezgahta satacağını tüm aşamalarda ikrar ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin 5846 sayılı Kanun"un 71/1. maddesinde tanımlı; "Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleme, temsil etme, çoğaltma, değiştirme, dağıtma, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletme, yayımlama ya da hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri satışa arz etme, satma, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayma, ticarî amaçla satın alma, ithal veya ihraç etme, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulundurma ya da depolama" suçunu oluşturduğu, sanığın suça konu kitapları, kanun maddesinde seçimlik hareketler arasında sayılan ticari amaçla satın almak suretiyle teslim almak istediği ancak alıcıyla ücreti karşılığında bandrolsüz kitapların satın alınması konusunda anlaşmaya varıp, satıcı tarafından kitapların kargo yoluyla kendisine gönderilmesine rağmen, suça konu kitapları teslim alamadan, kolluk kuvvetleri tarafından kargo şubesinde kitaplara el konulması sebebiyle, ticari amaçla satın alma eylemini ve böylece işlemeyi kastettiği 5846 sayılı Kanun"a aykırılık suçunu elinde olmayan nedenlerle tamamlayamadığı, açıklanan sebeplerle atılı suçun teşebbüs aşamasında kaldığı hususları bir bütün olarak gözetildiğinde, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 35. maddesinin uygulanmaması,
2-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu ve TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
3-Şikayetçinin vekili aracılığıyla usule uygun şekilde davaya katılma talebi olmadığı anlaşılmasına rağmen, şikayetçinin davaya katılmasına karar verilip, lehine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi,
4-Suç tarihinin 31/08/2012 olmasına rağmen, gerekçeli karar başlığında 30/08/2012 şeklinde gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 14/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.