1. Ceza Dairesi 2010/6130 E. , 2012/4937 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 9 - 2009/266513
MAHKEMESİ : Söke Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 24/04/2008, 2006/280 (E) ve 2008/110 (K)
SUÇ : Belli Bir Yükümlülüğün İhmali İle Ölüme Neden Olmak
TÜRK MİLLETİ ADINA
Katılan Mehmet"in yokluğunda verilen 24.04.2008 tarihli gerekçeli kararın tebliğinin, katılan Mehmet"in sonradan talimatla alınan ifadesinde belirtmiş olduğu yeni adrese değil, Cumhuriyet Savcılığında ilk ifadesinde belirtmiş olduğu eski adresine yasaya aykırı olarak Tebligat Kanununun 35.maddesi uyarınca yapılmış olması karşısında, katılan vekilinin 27.03.2009 tarihli temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde verildiği kabul edilerek, yerel mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin 06.04.2009 tarihli ek kararının kaldırılmasıyla, katılan vekilinin temyiz isteminin kabulüne karar verilmek suretiyle yapılan incelemede;
1- Maktulün annesi olan N.D. ve maktulün kardeşi olan Ş. A. vekili temyiz isteminde bulunmuş ise de; N.D. ve Ş. A."ün şikayetçi olduklarına dair herhangi bir aşamada beyanları bulunmadığı, yargılamaya iştirak etmedikleri ve katılan sıfatını almadıkları anlaşılmakla, N.D. ve Ş. A. vekilinin temyiz isteminin CMUK.nun 317.maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
2- Katılan vekilinin yetkisi olmadığından duruşmalı inceleme isteminin CMUK.nun 317.maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
3- Katılan vekilinin, katılan Mehmet vekili sıfatıyla yapmış olduğu temyiz istemine yönelik olarak yapılan incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların eylemlerinin sübutu mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan Mehmet vekilinin bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz sair itirazlarının reddine,
Ancak; oluşa ve dosya kapsamına göre; maktul Ali"nin olay tarihinde tanıklar Y.. A.., S.. A.., Ali Ülbeyli ve E.. G.. ile birlikte Kuşadası İlçesinden çalıntı 09 K 8339 plakalı araçla Didim İlçesine geldikleri, kolluk görevlileri tarafından maktul ve yanında bulunan şahısların Didim İlçe merkezinde üç ayrı yerden hırsızlık olayına karıştıktan sonra araçla kaçmaya kalkıştıklarının tespit edilmesi üzerine, yakalanmaları amacıyla ilçenin çıkış yerlerinde kontrol noktalarının oluşturulduğu, Didim İlçe Emniyet Müdürlüğü"nde trafik polisi olarak görevli olan sanıkların Atatürk Bulvarı üzerinde ekip araçları ile kontrole başladıkları, maktulün de içinde bulunduğu otomobili kullanan S.. A.."in bu durumu görerek, polis memuru sanıkların yapmış olduğu dur ihtaratına uymayarak, süratli bir şekilde aracı sanıkların üzerine doğru sürdüğü, sanıkların aracın çarpmasından ancak yere atlayarak kurtulabildikleri, bu sırada Servet"in yönetimindeki aracın arka camından sanıklara doğru kuru sıkı olduğu ele geçirildikten sonra anlaşılan ve gerçeğine çok benzeyen tabanca ile ateş edilmeye başlandığı, aynı zamanda da bu aracın sanıklar tarafından kullanılan ekip aracına çarparak geri geri geldiği, bu sırada aracın arka tarafından sanıklara doğru tekrar ateş edilmeye başlandığı, bunun üzerine gerek üzerlerine otomobil sürülererek gerekse ateş edilmek suretiyle saldırıya maruz kalan sanıkların, kendilerinin ve çevrede bulunanların can güvenliğini sağlamak amacıyla önce birkaç el havaya, Servet"in yönetimindeki araç içerisinden kendilerine ateş edilmeye devam edilmesi üzerine de, araca doğru ateş ettikleri, bu atışlar sonucu aracın arka koltuğunda oturan maktulün baş ve sırt bölgesine almış olduğu iki isabetle olay mahallinde öldüğü, maktulün içerisinde bulunduğu aracın ise bir sonraki kontrol noktasında bulunan ekip aracına çarparak durabildiği olayda;
Gece vakti oluşan kargaşa ortamında maktulün içerisinde bulunduğu araçtan ateşlenen tabancanın kuru sıkı mı, yoksa gerçek mi olduğunu ayırt edebilecek durumda olmadıkları değerlendirilerek, sanıkların eylemlerini meşru savunma koşullarının oluştuğuna ilişkin kaçınılmaz bir hataya düşürek işledikleri anlaşılmakla, TCK.nun 30/3.maddesi delaletiyle TCK.nun 25/1 maddesi uyarınca meşru savunma nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve beraatlerine karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulama olanağı bulunmayan aynı yasanın 24.maddesi uyarınca beraatlerine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan Mehmet vekilinin temyiz itirazları üzerine incelenen hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 14/06/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.