Esas No: 2021/14852
Karar No: 2022/919
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/14852 Esas 2022/919 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/14852 E. , 2022/919 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Şanlıurfa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/03/2018 tarihli ve 2017/547 esas, 2018/462 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/06/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 19/01/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda; 23/03/2017 tarihli ve 2017/9671 soruşturma, 2017/258 sayılı karar ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, erteleme kararında itiraz kanun yolu, mercii ve süresinin gösterildiği, erteleme kararının şüphelinin doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 12/04/2017 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, tedbirin infazı için 11/05/2017 tarihinde Şanlıurfa Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Şanlıurfa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 23/05/2017 tarihli ve 2017/1186 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, uyarı tebligatına rağmen müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılarak Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Erteleme kararı kaldırılarak Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 22/08/2017 tarihli ve 2017/9671 soruşturma, 2017/7151 esas, 2017/ 5077 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4-a maddesi delaletiyle 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Şanlıurfa 4. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Şanlıurfa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 02/03/2018 tarihli ve 2017/547 esas, 2018/462 sayılı kararı ile; “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetime çağrı tebligatlarının, sanığın hazırlık ifadesinde verdiği adres yerine Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesi gereğince doğrudan mernis adresine çıkartılarak tebligatların usulsüz olarak yapıldığı, dava şartı olan ısrar koşulunun oluşmadığı anlaşıldığından TCK’nın 191/5 ve CMK’nın 223/8 maddeleri gereğince davanın düşmesine” karar verildiği, kararın 20/03/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi :
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 23/03/2017 tarihli ve 2017/9671 soruşturma, 2017/258 sayılı kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine ve erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanığa kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetime ilişkin çağrı evrakının tebliğinin usulsüz olması nedeniyle kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle kamu davasının düşürülmesine dair Şanlıurfa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/03/2018 tarihli ve 2017/547 esas, 2018/462 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında 19/01/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak suçundan dolayı verilen 23/03/2017 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile 23/05/2017 tarihli denetime ilişkin çağrı evrakının usulüne uygun tebligat yapılmadığından bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş ise de,
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından çıkarılan çağrı kağıdının şüphelinin mernis adresine doğrudan tebliğ edildiği, 7201 sayılı Kanun'un 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres esas alınarak, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, 23/03/2017 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile 23/05/2017 tarihli denetimli serbestlik çağrı yazısının şüphelinin mernis adresine doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi nedeniyle usule aykırı şekilde yapılmış olduğu, 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesinde yer alan, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenleme karşısında, denetimli serbestlik tedbirinin ihlal edildiğinden bahisle sanık hakkında kamu davası açılamayacağı, bu nedenle kovuşturma şartının gerçekleşmediği cihetle, sanık hakkında durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Şanlıurfa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/03/2018 tarihli ve 2017/547 esas, 2018/462 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/03/2017 tarihli ve 2017/9671 soruşturma, 2017/258 sayılı kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine ve erteleme süresi içinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Şanlıurfa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/03/2018 tarihli ve 2017/547 esas, 2018/462 sayılı kararı ile, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile çağrı yazısının tebliğinin usulsüz olması nedeniyle kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile kamu davasının düşmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
Sanık hakkında 19/01/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı verilen 23/03/2017 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile 23/05/2017 tarihli çağrı yazısının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesi ile kamu davasının düşmesine karar verilmiş ise de,
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından çıkarılan çağrı kağıdının şüphelinin doğrudan MERNİS adresine tebliğ edildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres esas alınarak, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği,
Şanlıurfa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 23/05/2017 tarihli ve 2017/1186 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarılması usulsüz ise de 29/05/2017 tarihinde MERNİS adresinde aynı konutta birlikte oturan ablası Sevim Puse imzasına tebliğ edilmesi nedeniyle tebligatın geçerli olduğu, ancak 23/03/2017 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüphelinin MERNİS adresine doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi nedeniyle usule aykırı şekilde yapılmış olduğu, bu nedenle kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanması kararının kesinleşmediği, karar kesinleşmeden infaza başlanamayacağından Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce yapılan tebligatların hukuki sonuç doğurmayacağı,
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesinde yer alan, "Türk Ceza Kanunu'nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında; mahkemenin dava şartının gerçekleşmediği tespitinin yukarıda açıklanan nedenlerle doğru ve yerinde olduğu, ancak; dava şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile düşme kararı verilemeyeceği, düşme kararı verilmesi halinde bu suçtan bir daha kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı anlaşıldığından; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca kamu davası hakkında “durma kararı” verilerek, denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, kamu davasının düşmesine karar verilmesi kanuna aykırı olup sanık lehine verilmiş olan ve davanın esasını çözen bu karardan dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek, kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlerle; kamu davası hakkında “durma” kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, kamu davasının “düşmesine” karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Şanlıurfa 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/03/2018 tarihli ve 2017/547 esas, 2018/462 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurmayacak ve yeniden yargılamayı gerektirmeyecek şekilde gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 27/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.