1. Ceza Dairesi 2018/2077 E. , 2020/1966 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme, 6136 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan beraat,
2-Sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan TCK"nin 81/1, 29/1, 62, 53/-3. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası,
3-Sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan anılan Kanunun 13/1, 62, 52/2, 53/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 500 TL adli para cezasına ilişkin Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/12/2016 tarih ve 2015/328 esas, 2016/327 karar sayılı hükmüne yönelik istinaf istemleri üzerine:
a) Sanık ... hakkındaki kasten öldürme ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurularının CMK"nin 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddi,
b) Sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan verilen beraat hükmünün CMK"nin 280/2. maddesi gereğince kaldırılması, TCK"nin 37/1, 81/1, 29, 62/1, 53/1-3, 58/6, 54.maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı CMK’nin 286/2. maddesine göre kesin nitelikte olması ve katılanların bu suçtan açılan kamu davasına katılma ve kurulan hükmü temyiz etme yetkisi bulunmaması sebebiyle, katılanlar vekilinin bu kararla ilgili temyiz itirazının CMK’nin 298/1. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
Katılanlar ..., ... ve ... vekili tarafından 29.09.2017 tarihinde süre tutum dilekçesi verilerek temyiz iradesi açıklanmış ise de, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince verilen 15.09.2017 gün ve 2017/1084 esas, 2017/1625 sayılı gerekçeli kararının vekile 20.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, katılanlar vekili tarafından CMK.’nın 295/1. maddesinde belirtilen yasal süresi içerisinde gerekçeli temyiz dilekçesi verilmediği anlaşılmakla, süre tutum dilekçesi temyiz sebeplerini de içermediğinden, temyiz isteminin aynı Kanunun 294.ve 298. maddeleri uyarınca REDDİNE, Üyeler ... ve ...’in temyiz isteminin geçerli olduğuna dair karşı oyları ve oy çokluğuyla karar verilmiştir.
Sanıklar ... ve ... müdafilerinin temyiz istemleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında; maktul ...’ı kasten öldürme suçundan TCK’nin 81, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanık ... hakkında ise maktul ...’ı kasten öldürme suçundan TCK’nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatine dair Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kurulan hükümlere karşı, sanıklar müdafileri, katılanlar vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine; sanık ... yönünden istinaf başvurularının esastan reddine ve sanık ... yönünden ise katılanlar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve yeniden kurulan hükümle sanık ...’un maktul ...’ı kasten öldürme suçundan TCK’nin 81, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince verilen 15.09.2017 gün ve 2017/1084 esas, 2017/1625 sayılı kararında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, anılan karara karşı süresi içerisinde temyiz talebinde bulunan sanık ... müdafiinin eksik incelemeye, haksız tahrikin derecesine, sanık ... müdafinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede sübuta,suç vasfına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz başvurularının tebliğnamedeki düşünce gibi 5271 sayılı CMK"nin 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, sanık ... hakkında tayin olunan ceza miktarı ile tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak müdafiinin tahliye talebinin reddine, CMK’nin 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22/09/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.
KARŞI OY:
Katılanlar vekili tarafından yasal süresi içerisinde verilen temyiz iradesini gösterir süre tutum dilekçesinin geçerli ve yeterli olduğunu düşündüğümüzden dosyanın katılanlar vekilinin temyiz talepleri doğrultusunda da incelenmesi gerektiği gerekçesi ile katılanlar yönünden temyiz talebinin reddine dair Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Şöyle ki;
5271 sayılı CMK"de olağan kanun yolları başlığı altında yer alan 294/1.md: Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır, 295.md: Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir, 298. md: Yargıtay...... ya da temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğini saptarsa temyiz istemini reddeder, 301 md: Yargıtay yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında inceleme yapar şeklinde düzenlemeler yapılmakla Bölge Adliye Mahkemelerinden geçerek Yargıtay incelemesine tabi olan dosyalarda temyizin ancak temyiz dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceğini düzenlemiştir.
Yine 5271 sayılı CMK"de olağanüstü kanun yolları başlığı altında 5271 sayılı CMK"nin 308. maddesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisini düzenlemiştir.
CMK"nin 308. md: Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re"sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.
5271 sayılı CMK"nin 232. maddesinin başlığında Hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının içereceği hususlar düzenlenmiş olup CMK"nin 232/6. fıkrasında; Hüküm fıkrasında, 223"üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulumuzun kendisine itirazen gelen bir dosyada sadece itiraz sebepleriyle sınırlı kalmayıp dosyada bulunan Yasaya aykırılıkların tamamını re"sen inceleyip bu hususlarda kararlar verdiği bilinmektedir.
Görüldüğü üzere aynı yasada olağan kanun yollarından temyiz yolunda temyiz davasını açan sanık veya katılan tarafın veya müdafilerinin dilekçesinde sebep bildirme zorunluluğu getirilmiş (CMK"nin 294/1) sebepten yoksun sadece kendi aleyhine verilen karara karşı temyiz hakkının kullandığını yasal süreleri içerisinde yargı merciine bildiren ve kararı davaya temyiz ediyorum diyen tarafın talebinin ise temyiz sebebi içermemesi nedeniyle reddolunacağını yasa koyucu hüküm altına almıştır. (CMK 298. md.)
Yasa koyucu CMK"nin 232/6. maddesinde kararı veren mahkemenin hükmünde bu karara karşı yasa yollarının neler olduğunu süresini ve merciini tereddüte mahal vermeyecek şekilde kararında belirtmesi gerektiğini belirtmiş ancak bu düzenlemeden daha sonra yürürlüğe giren mevzuatla mahkeme kararlarının temyizinin sebep içermesi gerektiği sebepsiz temyizin geçerli olmayacağı öngörülemediğinden olacak ki mahkemenin kararında temyiz sebebinin de dilekçede bulunması gerektiğini mahkemenin kararında bildirilmesi yasada düzenlenmemiştir. Uygulamada da böyle bir bildirim yapılmamaktadır.
CMK"deki temyiz sebebi ile bağlılık ilkesi uygulanacak ise temyiz sebebi bildirilmeden yapılan temyizlerin geçersiz sayılacağını ve hak kayıplarının yaşanabileceğini açıkça gören yargı mercilerinin bunun CMK"nin 232/6. md gereği davanın taraflarına kısa kararın son kısmında açıkça bildirilmesinin yasanın zorunlu bir sonucu olduğunu düşünmekle beraber yürürlükte olan mevzuat gözönüne alındığında herhangi bir hukuk eğitimi almayan ve ceza davasına taraf olan kişinin veya ilgili tarafın avukatının istinaf mahkemelerinden aleyhine çıktığını düşündüğü kararı sebep bildirmeksizin süresinde temyiz etse dahi bu temyizin yargıtay dairesince reddolunacağı ancak Yargıtay Cumhuriyet Savcısının ilgili Yargıtay Dairesinin kararına karşı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna itiraz etme hakkını kullanırken hiçbir sebep bildirmek zorunda olmadığı bununda vatandaşın aleyhine olarak 1982 Anayasasının 10, 11, 36, 90 md. ile Avrupa insan hakları sözleşmesinin 6 ve 10.maddelerinde karşılıklarını bulan kanun önünde eşitlik ve silahların eşitliği ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini, yasal düzenlemelerin millet adna TBMM tarafından yapıldığını ancak bunların ilahi metinler olmayıp uygulayıcılar tarafından eksik, yanlış veya hakkaniyete aykırı olanlar var ise bunların belirlenip düzeltilmesinin de yasalarda düzenlendiği, usuli bir düzenlemeyi bilemediği için yasal süresi içerisinde temyiz dilekçesini sebep bildirmeden veren davanın tarafı veya taraf avukatının temyiz talebinin usul hükmü gereği sebep bildirilmediği düşüncesi ile reddolunmasının hukuki ve vicdani olmadığını sadece kanuni olduğunu ancak hakimin görevinin kanunu değil hukuku uygulamak olduğunu düşündüğümüzden Ceza Muhakemesinin odak noktası sayılan maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engelleyecek mahiyetteki bu usul hükümlerinin davaya konu olaya uygulanması yerine öncelikle bu hükümlerin 1982 Anayasasına aykırılığı düşüncesi ile Anayasa mahkemesine iptal talebi ile gidilmesi bu kabul edilmeyecek ise Yargıtay dairemiz tarafından CMK"de sanık lehine kıyasın yasak olmadığı dikkate alınarak CMK"nin 294/1. madde hükmündeki sebeple bağlılık kuralının CMK"nin 308. maddesindeki sebep bildirmenin zorunlu olmadığı şeklinde yorumlanması gerektiği ve sebep bildirilmese ve hatta taraf müdafii tarafından verilse dahi temyizen incelenme iradesinin belirlenebildiği dosyaların usule aykırılık nedeniyle reddedilip toplumun adalete,devlete,hukuka olan inancının sarsılmasını önlemek ve ihkakı hak yolunun açılmasının önüne de geçmek gerektiği düşüncesi ve gerekçesi ile çoğunluğun kanaatine usul yönünden muhalifiz. Saygılarımızla.
22/09/2020 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ... "nın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii Avukat ..."un yokluğunda 01/10/2020 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.