Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19012
Karar No: 2014/16688
Karar Tarihi: 17.12.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/19012 Esas 2014/16688 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/19012 E.  ,  2014/16688 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : YAYLADAĞI ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/05/2014
    NUMARASI : 2014/19-2014/64

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin, 01.02.2011 tarihinde davalı ile nişanlandığını; nişan sırasında davacı tarafından davalıya 1 adet altın set (9990 TL değerinde), 6 adet altın burma bilezik ve bir adet bileklik (2135 TL değerinde), 2 adet yüzük (575 TL değerinde) olmak üzere toplamda 12700 TL değerinde altın takılar takıldığını; nişanın davalı tarafından haksız bozulduğunu iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, toplam 12700 TL değerindeki altın takılardan oluşan nişan hediyelerinin aynen iadesine; olmadığında, dava tarihindeki değerinin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının nişan sırasında öğrenci olduğunu, müvekkiline herhangi bir hediye almadığını, alınan hediyelerin davacının babası tarafından bizzat alındığını; bu nedenle, davacının dava açma hakkının bulunmadığını belirterek davanın husumetten reddini istemiş; esası bakımından da, nişanın bozulması ile ilgili iddiaların asılsız olduğunu, nişanı bozanın davacı olduğunu belirterek; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; ..."Davacı ile davalının nişanlı oldukları, nişanlılığın evlenme dışındaki bir sebeple sona erdiği ve davalıya verilen altın takıların, hediyelerin ve nişan masraflarının davacı tarafından davalıya verilmediği, davacının anne ve babası tarafından davalıya verildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş", hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dairemizin 03.12.2013 tarih ve 2013/14453-17133 sayılı ilamı ile “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, TMK"nun 122.maddesi; "Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir" hükmüne amirdir. Davalı taraf, ziynet eşyalarının davacının bizzat kendisi tarafından alınmadığını (zira, öğrenci olup, bir gelirinin bulunmadığını) savunmuş; mahkemece de; altın ve hediyelerin davacı tarafından davalıya verilmediği, davacının anne ve babası tarafından davalıya verildiğinden bahisle, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, nişan törenlerinde takılan takıların bizzat davacı nişanlı tarafından takılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Ana-babanın ya da onlar gibi davrananların nişanlı adına taktıkları takılar, davacı nişanlı tarafından takılmış sayılır ve nişanın bozulması durumunda da bizzat talep edilebilir. Örf ve adete göre, nişan törenlerinde, takıların, nişanlıların birbirine bizzat takmalarından çok, genelde bir aile büyüğü veya ana-baba veya kardeşlerden biri tarafından takıldığı bir gerçekliktir. O halde, mahkemece; davacı(nişanlı) veya davacı adına hareket eden ana-baba veya kardeşleri tarafından takılan takıların saptanarak, hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile 14.231,60.-TL değerinde 6 adet burma bilezik, 2.688,40.-TL değerinde 1 adet bileklik, 430,00.-TL değerinde 1 adet yüzüğün aynen, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde belirtilen eşyaların toplam değeri olan 17.350,00.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, uyulan bozma kararı uyarınca hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    Ancak; Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
    Davacı, nişanda takıldığını iddia ettiği ziynet eşyasının tür ve miktarını ispat yükü altındadır. Davacı miktara yönelik iddiasını ispat için nişan fotoğrafları, CD ve tanık deliline dayanmıştır. Dinlenen davacı tanıkları, nişanda davalıya 6 bilezik,bir adet bileklik,2 adet yüzük takıldığını, davalı tanıkları ise davalıya 6 bilezik ve 2 adet yüzüğün takıldığını ancak bir adet bilekliğin takılmadığını beyan etmişlerdir. Bu durumda davacı vekili davalı tanıklarının beyanlarının aksine bir adet bilekliğin de davalıya takıldığı iddiasını ispat yükü altında olup,davacı dayandığı fotoğraf ve CD delili ile de davalıya bir adet de bileklik takıldığı yönündeki iddiasını ispatlayamamıştır.
    Dosyaya sunduğu delillerle (her ne kadar dosyaya kuyumcu kartviziti de delil olarak sunulmuş ise de, üzerinde gram ve ayar haricinde başka bir bilgi yer almayan ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan bu delile itibar edilmemiştir) davacı bir adet bilekliğin davalıya nişan hediyesi olarak takıldığı yönündeki iddiasını ispat edememiştir.
    Bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde her türlü yasal delile dolayısı ile yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya, bu iddiasını ispatlaması konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş,bozmayı gerekmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi