3. Hukuk Dairesi 2014/8345 E. , 2014/16689 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2013
NUMARASI : 2012/141-2013/525
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece dava ve birleşen davada verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı hakkında, kaçak kullanım nedeniyle, 2009/101, 111, 121 dönemleri için tahakkuk ettirilen bedelin tahsili amacıyla, Antalya 14.İcra Müdürlüğü"nün 2010/6089 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını; davalının, takibe itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini,birleşen Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/154 sayılı dosyası ile de 2011/12 dönemi için tahakkuk ettirilen bedelin tahsili amacıyla davalı hakkında Antalya 4.İcra Müdürlüğünün 2011/7401 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacı kuruma 26.03.2009 tarihinde müracaat ederek saatin geçici iptalini talep ettiğini, saatin geçici olarak iptal edildiğine dair davacı kurum tarafından belge verildiğini, kaçak tahakkukun yapıldığı dönemde abone ve fiili kullanıcı olmadığını belirterek; hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahalli mahkemece; 26.03.2009 tarihli geçici iptal belgesinde,davacı kurumca açıkça geçici iptalin yapıldığı ve sayacın sökülmesinin istenildiğinin belirtildiği, davacı kurum görevlilerinin denetim yaptıkları tarihte de taşınmazın E.. G.. tarafından kiralandığı, tadilata başlandığı,sayaç olmadığı için kaçak şekilde boru bağlanarak suyun kullanıldığının anlaşıldığı; bu nedenle, kaçak kullanılan su bedelinden davalının sorumlu olmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; davalının aboneliği iptal ettirip, ettirmediği ve aboneliği iptal ettirmedi ise tahliyeden sonra tahakkuk edecek kaçak veya normal kullanım bedelinden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay"ın ve dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre; abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen kaçak ve normal kullanım bedelinden fiili kullanıcıyla birlikte abonede müteselsilen sorumludur. Bir başka deyişle, abonelik iptal ettirilmedikçe abonenin sorumluluğu devam eder.
A.. M.. Tarifeler Yönetmeliğinin 31.maddesinde “tahliye nedeniyle suyu kapatılan aboneler kesme endeksine kadar tahakkuk edecek borçlarını ödemekle yükümlüdürler” ayrıca aynı yönetmeliğin 48/8 maddesinde “abone, borcunu ödeyerek,abone sözleşmesini iptal etme hakkına sahiptir” hükmü yer almaktadır.
Dosya içinde mübrez ve taraflar arasında imzalanan 27.05.2004 tarihli “Abonman Sözleşmesinin” 5.maddesinde “....kiracı abonelik sözleşmesi yapmış ise taşınmazı terkederken ilişiğini keserek borçlarını ödeyip sözleşmeyi kendi adına iptal ettirmeye veya yerine bırakacağı kişiye sözleşmeyi devretmeye mecburdur.Aksi takdirde, yerine gelenlerin tahakkuk eden borçlarını ödemeyi kabul eder ” ibaresi yer almaktadır.
Mahkemece aldırılan 12.04.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda; ASAT Tarifeler Yönetmeliği ve 27.05.2004 tarihli abonelik sözleşmesinde belirtilen abonelik sözleşmesinin sone erdirilmesine ilişkin şartların davalı tarafından gerçekleştirilmediği; bu nedenle, davalının abonelik sözleşmesinin iptal edilmediği belirtilmiştir.
Davacı kurum tarafından ibraz edilen abonelik sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında 27.05.2004 tarihli abonelik sözleşmesi imzalandığı,davalının 26.03.2009 tarihli başvurusu üzerine, 27.03.2009 tarihinde, sayacın 2270 endeksle depo kayıtlarına alınarak suyun kapatıldığı ve söküm endeksine göre 2009/30.dönem için 13m3 karşılığı 38.88 TL tahakkuk ettirildiği; ancak, davalının kendisine verilen sürede 30.09.2013 işlemi sonuçlandırmadığından, abonelik sözleşmesinin iptal edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece; davalı ile davacı arasında düzenlenen 27.05.2004 tarihli abonelik sözleşmesinin, iptal edilmediği sabit olmakla; davalının, abone olduğunun kabulü ile sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.