21. Hukuk Dairesi 2018/448 E. , 2019/1372 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle, temyiz kapsamı ve nedenlerine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava 26/09/2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sigortalının sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı lehine 44.909,99 TL Maddi ve 10.000 TL Manevi tazminatın olay tarihi olan 26/09/2012"den itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bozmadan sonra açılan ve iş bu dav dosyasıyla birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacının davalı şirkete ait işyerinde çalışrıken elini helezona kaptırması neticesinde yaralanarak %8 oranında malul kaldığı, iş kazasının gerçekleşmesinde davalının %80, davacının %20 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, mahkemece verilen 24/02/2015 tarihli ilk karara esas 08/01/2015 tarihli raporda bilinen devrenin rapor tarihinden daha sonraki bir tarih olan 05/11/2016 tarihi esas alınarak hesap yapılmak suretiyle maddi tazminat alacağının 44.909,99 TL olarak belirlendiği, kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 03/03/2016 tarih ve 2015/11010 Esas - 2016/3473 Karar sayılı ilamıyla hesap raporundaki bu hataya işaretle bilinen devre hesabındaki hatanın usuli kazanılmış hak dikkate alınarak düzeltilmesi yönünden kararın bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında hesap bilirkişiden alınan 02/05/2017 tarihli raporunda ise bilinen devre sonunun 05/11/2017 tarihi esas alınmak suretiyle maddi tazminat alacağının 48.645,14 TL olarak belirlendiği, mahkemece bu hesabın hükme esas alındığı, ancak maddi tazminat miktarı yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak önceki kararda hükmedilen miktarla sınırlı 44.909,99 TL Maddi tazminata karar verildiği ve birleşen davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Uyulan bozma ilamında açıkça belirtildiği üzere maddi tazminat hesabı işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tesbit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.3.2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile Mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma yükümlüğü doğar. Bu ilke Usul Kanunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtayın bozma kararına uymuş olan Mahkemenin, bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükmünü tesis etme zorunluluğu vardır.
O halde, uyulan bozma kararı doğrultusunda maddi tazminat hesabından bilinen aktif devre sonunun 08/01/2015 tarihi esas alınarak bu tarihten sonra bilinmeyen devre hesabı yapılması gerekirken; bozma kararına aykırı olacak şekilde yapılan hesabın hükme esas alınmak suretiyle maddi tazminatın belirlenmesi hatalı olmuştur.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 26/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.