(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/29161 E. , 2020/5558 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde öztele; davacının davalı iş yerinde şöför olarak çalıştığını, fazla mesai yapmasına rağmen karşılığının kendisine ödenmediğini bu nedenle iş sözleşmesine haklı olarak son veridiğini belirterek, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve ücret alacağı taleplerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekilleri davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla mesai ücreti talep edip edemeyeceği hususu itilaflıdır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacının davalı iş yerinde şöför olarak çalıştığı anlaşılmış olup davacının yapıtığı iş, tanık beyanları ve hayatın olağan akışı bir arada değerlendirildiğinde Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 98. maddesinde belirtilen çalışma saatlerinin dikkate alınrak davacının fazla mesai ücreti tespitinin yapılmasında bir isabetsizlik bulunmasa da madde de belirtilen günlük 9 saat çalışma fiili çalışma süresi olduğundan davacının günlük fazla mesai süresi hesaplanırken 1 saat ara dinlenme düşülerek yapılan hesaplamaya itibarla davacının fazla mesai süresinin tespiti hatalı olup bozma sebebidir.
Ayrıca her ne kadar fazla mesai alacağının hesaplanmasında, davacıya yapılan sefer ücretlerinin davacının yaptığı fazla mesailere karşılık olduğu kabul edilerek sefer ücretleri toplamının fazla mesai ücretinden mahusubu gerektiği kabul edilmiş ise de bu kabule dayalı hesaplama dosya kapsamına uymamaktadır. Dosya kapsamında dinlenilen davacı tanıkları iş yerinde görev yapan şöförlere sefer başına ücret ödendiğini belirtmiş iseler de bu ödemenin çalışanın performansını artırma amaçlı olarak sefer veya kilometre başına yapıldığına ilişkin herhangi bir kanıt dosyada bulunmaktadır. Bu durumda yapılan ödemelerin fazla mesaiye karşılık yapıldığı kabul edilemeyeceğinden yapılması gereken davacının ayda ne kadar sefer yapıtığı taraflandan sorularak veya gerektiği taktirde tanıklar yeniden dinlenilmek sureti ile netleştirilerek davacıya aylık olarak yapılan sefer ücreti ödemesinin ne kadar olduğunu tespit etmek ve tespit edilen bu miktarı davacının aldığı aylık temel ücrete ekleyerek bulunacak ücret miktar dikkate alınmak sureti ile davacının fazla mesai alacağını hesaplama yoluna gitmektir. Bu husus gözetilmeden yazılı gerekçe ile davacıya yapılan sefer başı ödemelerin hesaplanan fazla masai ücretinden mahsubu yoluna gidilmeside hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasında bir diğer ihtilaflı hususda davcının hafta tatili ücreti talebinin yerinde olup olmadığı hususudur.
Her nekadar fazla mesai alacağı hususunda tanık beyanlarında belirtilen çalışma saati aralığı davacının yaptığı iş göz önüne alındığında hayatın olağan akışına uygun olmayıp Karayolları Trafik Yönetmeliğine göre hesaplama yapılması dosya kapsamına uygun ise de davacı tanıklarının davacının haftanın 7 günü çalıştığını belirttiği, yapılan işin mahiyeti göz önüne alındığında haftanın 7 günü çalışmayı mümkün kıldığı, anılan yönetmelik hükmünde her ne kadar belirtilen vasıflardaki araç şöförlerinin 6 günlük araç kullanmadan sonra 1 gün dinlendirilmesi gerektiği belirtilmiş ise de bu hükmün yol , yolcu ve şöför güvenliğini sağlamayı amaçlayan düzenleyici bir hüküm olduğu ve tanık beyanlarıyla sabit 7 günlük çalışmanın dikkate alınmasını önleyici mayiyette olmadığı anlaşıldığından davacının hafta tatili talebinin tanık beyanları dikkate alınarak hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği halde yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi de hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgililere iadesine,03.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.