20. Hukuk Dairesi 2016/10143 E. , 2019/1774 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve birleşen davacı ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 219 ada 1 parsel sayılı 3.901.093,85 m² yüzölçümündeki taşınmaz, yaylak niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılmıştır.
Davacılar, ... Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş oldukları 19/11/2003 havale tarihli dilekçeleri ile sınırlarını bildirdikleri taşınmaza davalıların müdahalesinin önlenmesi talebinde bulunmuşlardır. Bu dava ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1096 Esasına kaydedilmiştir.
Davacılar ... ve ..., ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş oldukları dilekçe ile aynı yere ilişkin müdahalenin men"i talebinde bulunmuşlardır. Bu dava 2007/501 E. - 422 K. sayılı karar ile ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1096 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1096-501 E. - 2009/312 K. sayılı kararı ile dava konusu taşınmaz için 219 ada 1 parsel sayılı kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dava dosyası kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Kadastro mahkemesinde yapılan yargılama sonucu; davanın reddine, dava konusu 219 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yayla olarak sınırlandırılmasına, özel sicile kaydedilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 05.12.2013 tarih ve 2013/3761 E. - 11257 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Bozma kararında; “Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; yöntemine uygun olarak mera araştırması yapılmamış; keşifte dinlenen bilirkişiler, komşu köyden seçilmemiştir. Davacılar, henüz tapuya tescil edilmemiş olan taşınmaz hakkında müdahalenin men"i talepli dava açmışlar; yargılama sırasında dava konusu taşınmaz için 219 ada 1 parsel sayılı kadastro tutanağı düzenlenmiş ve tutanak kesinleştirilmiş ise de devam etmekte olan bir dava varken kadastro tutanağının malik hanesi mahkemece belirlenmek üzere açık bırakılması ve davalı belirtmesi yapılması gerekirken, tespit yapılıp kesinleştirilmesi doğru değildir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı ve kural olarak bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili ve idarî merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır.
O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca yayla tahsisi yapılıp yapılmadığı Özel İdare Müdürlüğünden, 4342 sayılı Kanun uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı mülkî amirlikten sorulup saptanmalı, yapılmış ve bu yönetimsel işlemler kesinleşmiş ise yayla tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazın bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve uzman bilirkişi, tapu fen memuru ve uzman üç ziraatçi bilirkişi, tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi ve fen memuru eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda tespit tutanağı bilirkişilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde tespit tutanağı bilirkişileri taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki duraksamasız giderilmeli, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişiler aracılığıyla taşınmaz bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazın toprak yapısı ile dava konusu taşınmazın toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına geçirilmeli, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tespit tutanakları içeriğine göre tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınmadığı dikkate alınarak tutanakları içeriğinde vurgulanan maddî ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı parsel yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları tespitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, özellikle uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazın niteliğini belirtmeye elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek taşınmazın komşu parsel kayıtlarından da yararlanılarak toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmelidir.” gereğine değinilmiştir.
Birleşen davada davacı ... vekili asliye hukuk mahkemesine hitaben yazdığı 25.08.2009 tarihli dilekçesi ile sınırlarını dilekçede belirttiği yaklaşık 50 dönüm taşınmazın müvekkilinin 60-70 yıldır zilyetliğinde olduğunu, buna ilişkin vergi kayıtları da bulunmasına rağmen taşınmazın ... köyü merası olarak tahsis edildiğini belirterek mera tahsis kararının iptal edilerek müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece dava konusu 219 ada 1 sayılı parselin kadastro tutanağının kesinleşmemiş olması nedeniyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, ... Kadastro Mahkemesinin 2014/90 Esasına kaydedilen dosya mahkemenin 2014/73 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın reddine, dava konusu ... ilçesi ...i (...i) köyü/mah"nde bulunan 219 ada 1 parsel sayılı, 390 Hektar 1093,85 m² yüzölçümündeki taşınmazın kamu orta malı yaylak vasfıyla sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilmiş, kurulan hüküm davacı ... ve birleşen davacı ... mirasçıları ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, müdahalenin men"i talebi ile açılmış olup, yargılama sırasında kadastro çalışmaları yapılması nedeni ile kadastro tespitine itiraza dönüşmüştür.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 24/05/2005 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B çalışmaları bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, dava konusu taşınmazların kadim yayla vasfında olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 14/03/2019 günü oy birliği ile karar verildi.