Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/3956
Karar No: 2010/2646
Karar Tarihi: 11.03.2010

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/3956 Esas 2010/2646 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2009/3956 E.  ,  2010/2646 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Üsküdar 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 25/11/2008
    NUMARASI : 2006/116-2008/827

    Davacı,  davalı işveren nezdinde 30.5.1996- 13.9.2002 tarihleri arası çalıştığının tesbitine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kısmen  kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.    
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların tüm davacı vekilinin  aşağıdaki bendin  kapsamı dışında kalan  diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 
    2-Dava, davacının 30.05.1996 – 13.09.2002 tarihleri arasında  davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmaların tesbiti istemine ilişkindir.
     Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının; 01.01.2002 – 31.03.2002 arası, 90 gün,aylık brüt   7.400.025 TL,01.04.2002 – 30.06.2002 arası,90 gün,aylık brüt   9.262.400 TL,01.07.2002 – 13.09.2002 arası,73 gün,aylık brüt 10.919.443 TL ücretle davalı  işveren yanında çalıştığının tespitine, 1998/eylül ayına yönelik talebin ücretsiz izinli olunması,01.09.1997 tarihinden önceki istemin ise hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle  reddine karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık işe giriş bildirgesinin verildiği 01.09.1997 tarihinden öncesine ilişkin hizmet tesbiti talebinin hakdüşürücü süreye uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01.09.1997 tarihinde B.Lisesi Korma Derneği  unvanlı .... sicil nolu iş yerinde işe girdiğine dair imzalı bildirgenin kuruma  verildiği,  01.09.1997-31.12.2001 tarihleri arasında 1998 yılında 30 gün hariç davalı işyerinde kesintisiz çalışmasının bulunduğu,tesbiti talep edilen dönem ile çakışan başka işyeri çalışmasının olmadığı,1997/1-2001/3. dönem bordrolarının geldiği,bordrolarda davacının hizmet cetvelinde görülen kadar çalışmasının olduğu,1997/1-2001/3. dönem ücret bordrolarının geldiği, bordroların imzasız olduğu,1998/eylül ayında ücretsiz izinli olduğunun belirtildiği, davalıya ait işyerinin  01.01.1997 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, 29.01.2004 tarihi itibariyle Yasa kapsamından çıktığı,10.10.1996 tarihli davacı adına davalı Okul Müdürlüğünce yazılmış belgede, davacının görevinin neler olduğu, çalışma sırasında nelere dikkat etmesi gerektiğinin davacıya bildirildiği,11.11.1996 tarihinde davacıya Okul Müdürlüğünce görevlerini yapması konusunda yazı yazıldığı,27.10.1997 tarihinde davacının yeni görevlerini bildiren yazının Okul Müdürlüğünce düzenlendiği,davacının ücretinin Ocak 2002 tarihinden itibaren 300.00 TL olmasına okul idaresince karar verildiği,buna dair
    23.08.2001 tarihli belgenin olduğu,Okul Müdürlüğünce İlçe Milli Eğitim müdürlüğüne yazılan 11.03.2002 tarihli yazıda sözleşmeli olarak çalıştırılan 8 işçinin maaşlarının üç aydır ödenemediğinin bildirildiği,Okul Müdürlüğünce Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılan 29.03.2002 tarihli yazıda, derneğin faaliyetlerinin Savcılıkça durdurulduğu bu nedenle 2002 Ocak ayından beri aylık bildirgelerin teslim edilemediğinin  bildirildiği,davacının okul kayıtlarına giren 19.07.2002 tarihli dilekçesinde 2002 Ocak ayından itibaren sigorta primlerinin yatırılmadığını, Haziran ayı maaşının verilmediğini bildirerek maduriyetinin giderilmesini istediği,12.03.2002 tarihli belgede, derneğin faaliyeti durdurulduğundan davacının vizite kağıdının okul müdürlüğünce onaylandığının Okul Müdürlüğünce Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği,davacının Okul Müdürlüğüne hitaben yazdığı 23.09.2002 tarihinde okul kayıtlarına giren dilekçesinde,30.05.1996 tarihinde başladığı işinden 23.09.2002 tarihi itibariyle ayrılmak istediğini bildirdiği, 01.09.1997 tarihinde okul müdürü ile davacı arasında belirsiz süreli adi yazılı hizmet sözleşmesi yapıldığı,1997/eylül ile 2001/ eylül ayları arasında her ay düzenli olarak davacıya ücret ödemesinin 30 gün üzerinden yapıldığı,bu dönem içinde sadece 1998/ eylül ayında davacının ücretsiz izinli olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlığın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasanın 79/8. maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tesbit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere yönetmelikle tesbit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda 5 yıllık hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği açık- seçiktir.
    Gerçekten 506 sayılı Yasa"nın 79/8 maddesi gereği hizmet tesbiti davalarının 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir ise de, çalışanın uyuşmazlık konusu dönemde başka bir işverenin işyerinde çalışmadığı, herhangi bir nedenle arada vermediği, yani davalı işyerinde  kesintisiz çalıştığı ve bu çalışmaların  işe giriş bildirgesi düzenlenerek kısmi şekilde Kuruma bildirildiği hallerde,  giriş bildirgesinin verildiği tarihten önceki döneme ilişkin istem yönünden  hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz  edilemez. .                                     
    Somut olayda ,Mahkemece davacının 01.01.2002-13.09.2002 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdi ile çalıştığının tesbitine ve 1998/eylül ayında ücretsiz izinli olunması nedeniyle bu döneme ilişkin talebin reddine karar verilmesi doğrudur. Ancak bordro tanıkları ve dosyadaki yukarıda belirtilen belgelerle  fiili çalışmanın doğrulandığı     30.05.1996-01.09.1997 tarihleri arasındaki süreler yönünden davanın kabulü yerine hak düşürücü sürenin dolması  nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular  gözönünde tutulmadan yazılı şekilde  hüküm kurulması usul ve yasaya  aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının  bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 11.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi