(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2020/1793 E. , 2020/5575 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının çalışmaya başladığı tarihten itibaren 19.09.2013 tarihine kadar ... ... Müdürlüğü bünyesinde taşeron işçisi olarak kesintisiz çalıştığını, ancak son işveren olan alt işveren tarafından yazılı olarak müvekkilinin iş sözleşmesinin 19.09.2013 tarihinde feshedildiğini, santral içerisinde müvekkili davacı işçi ve diğer işçiler tarafından yapılmakta olan hizmetlerin, davalı ... AŞ.’nin bünyesinde istihdam etmek zorunda olduğu işçilerden olup taşeron vasıtasıyla bu işlemlerin yapılmasının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde belirtildiği şekilde muvazaa ilişkisini doğurduğunu iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti yıllık ücretli izin, hafta sonu çalışma, dini ve milli bayram çalışma alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, ihale ile şirketlere verilen işin niteliği ve yürütümü bakımından elektrik üretim işinden tamamen farklı ve bağımsız nitelikteki bir iş olduğunu ve alt işveren-üst işveren ilişkisi söz konusu olmadığını savunarak davanın reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Dairemizin 09.03.2016 tarihi bozma ilamına uyma kararı veirilerek yapılan yargılamada dosya kapsamı ve aldırılan bilirkişi raporunana göre davanın reddine karar verimiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davacının feshe bağlı alacak talebinde bulunup bulunamayacağı uyuşmazlık konusudur.
Davacı vekili, davacının kayden çalıştığı işverenler ile davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığını ve davacının alacak taleplenirden davalıların sorumlu olduğunu belirterek alacak talebinde bulunmuş olup davalılar ile davadışı işverenler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı , davacının başlangıçtan beri davalıların işçisi sayılması ve davacının taleplerinden davalıların sorumlu olması gerektiği yönündeki mahkeme tespiti her ne kadar yerinde ise de davacının iş sözleşmesinin dava ve ek dava dilekçesinde belirtilen fesih tarihinde devam ettiği ve feshe bağlı alacakların talep edilemeyeceği yönüneki mahkeme gererekçesi dosya kapsamına uymamaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumundan celp edilen işe giriş- çıkış bildirgelerinden dava dilekçesinde belirtilen fesih tarihi olan 19.09.2013 tarihinde her ne kadar fesih yapılmadığı ve davacının iş sözleşmesinin devam ettiği anlaşılmış ise de davacının dava tarihinden önce 06.01.2014 tarihi itabari ile ... sicil numaralı davalı ... A. Ş işyerinden çıkışının verildiği ve dava tarihi itibari fesih söz konusu olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda yapılması gereken son fesih tarihi itibari ile davacının ücreti tespit edilerek davacının kıdem tazminatı talebi bakımından devreden davalılar ... Üretim A.Ş ve ...’nun kendi dönemlerindeki süre ve ücret bakımın, davalı ... A.Ş’nin ise son işveren olduğu anlaşıldığından tespit edilecek tüm kıdem tazminatından sorumluluğuna, yıllık izin alacağı ve ihbar tazminatı bakımındanda ise davalı ... A.Ş’nin son işveren olarak tamamından sorumluluğuna hükmetmektir. Bu husus gözetilmeden yazılı gerekçe ile davacının feshe bağlı alacak taleplerinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 03.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.