Davacılar murisinin askerlik süresini borçlanma hakları olduğunun tespiti ile ölüm aylığı bağlanmasına aksine kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacılar, 18.03.1998 tarihinde ölen murisleri S.G.ün, ölüm tarihinde yürürlükte olan 2926 sayılı Yasa’nın 23.maddesinde yer alan 3 yıllık sigortalılık süresinin esas alınarak kendilerine ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin ve murislerinin askerlik süresini borçlanmalarına hakları olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, istemin kabulü ile davacıların murisi S. G.ün ölüm tarihi olan 18.03.1998 tarihinde yürürlükte bulunan 2926 sayılı Yasa’nın 23. maddesine göre sigortalılık şartının "3 tam yıl" olması nedeniyle askerlik süresinin borçlanılması talebinin reddine ilişkin davalı kurum işleminin iptali ile, davacıların murisinin 3 yıllık sigortalılık süresi esas alınarak davacılara ölüm aylığı bağlanması ve davacıların murislerinin askerlik süresini borçlanmakta hukuki yararlarının bulunduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’nın ölüm aylığını düzenleyen 21.maddesi 22/01/2004 tarih ve 5073 sayılı Yasa’nın 16.maddesi ile değişik 4956 sayılı Yasa’nın 56/d maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve 2926 sayılı Yasa’ya 4956 sayılı Yasa’nın 54.maddesi ile eklenen ek 3.maddesi uyarınca 1479 sayılı Yasa’nın ölüm aylığını düzenleyen 41.maddesinin 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.1479 Sayılı Yasa’nın 41. maddesindeki 3 tam yıl sigorta primi ödeme koşulunu 619 Sayılı K.H.K. 5 yıla çıkarmış ise de, anılan bu K.H.K.’de Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile yürürlükten kalkmıştır. Ne var ki, 4956 Sayılı Yasa’nın 21.maddesi ile 1479 Sayılı Yasa’nın 41. maddesindeki ölüm aylığı bağlanabilmesi için gerekli sigorta primi ödeme süresi 5 yıla çıkarılmıştır. Yine aynı yasanın 57/b maddesinde bu değişikliğin 619 Sayılı K.H.K.’nin yürürlükten kalkma tarihi olan 08.08.2001 tarihinden itibaren geçerli olacağı belirtilmiştir. Ancak, 1479 Sayılı Yasa’nın 4956 Sayılı Yasa ile değişik 41.maddesinin (a) bendinin yürürlüğe giriş maddesi olan 4956 Sayılı Yasa’nın 57/b maddesinin iptali için 11.03.2004 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusunda bulunulmuş, Anayasa Mahkemesi’nin 24.06.2004 gün ve E:2004/18, K:2004/89 Sayılı Kararı ile 4956 Sayılı Yasa’nın 57. maddesinin (b) bendinin, 1479 Sayılı Yasa’nın 41. maddesinin
birinci fıkrasının 4956 Sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değiştirilen (a) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. 02.07.2005 tarih ve 5389 sayılı Yasa’nın 4.maddesi ile 4956 sayılı Yasa’nın 57.maddesinin (a) benine “1479 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin ikinci fıkrası, 19,” ibaresinden sonra gelmek üzere “21” ibaresi eklenmiş ve aynı Yasa’nın 5/b maddesi uyarınca 4.maddesinin 2.8.2003 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden,davacılar murisinin 01.05.1995-18.03.1998 tarihleri arasında 2 yıl 10 ay 17 gün Tarım Bağ-Kur hizmeti bulunduğu,1.133,82 TL borcu olduğu,14.12.1963-01.03.1977 tarihleri arasında 29 gün SSK’lı hizmetinin bulunduğu,murisin askerlik borçlanması ve prim borcunun ödenmediği anlaşılmaktadır.Mahkemece kurum işleminin iptaline,ölüm aylığının bağlanmasında "3 tam yıl"koşulunun esas alınması gerektiğinin ve davacıların murislerinin askerlik süresini borçlanmakta hukuki yararlarının bulunduğunun tesbitine ilişkin verilen karar yerinde ise de,davacılarının ne şekilde ölüm aylığı koşullarının oluştuğu tartışılmaksızın ayrıca sigortalının prim borcu bulunduğu,davacıların henüz askerlik borçlarını ödemedikleri halde davacılara ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiş olması isabetsizdir.
Yapılacak iş,davacıların ölüm aylığı şartlarını tartışmak,şartları var ise muris sigortalıya ait prim borçlarını ve askerlik borçlanması bedelini ödemesi için davacılara mehil vermek ve talep (dava) tarihi ile, prim borcu,askerlik borçlanmasını ödeme tarihlerini de nazara alıp, tüm delilleri değerlendirerek sonucuna göre ölüm aylığı talebi ile ilgili bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.