20. Hukuk Dairesi 2015/2989 E. , 2016/9241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili 19/09/2013 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin maliki olduğu 3935 sayılı parselin orman olduğu gerekçesiyle tapu kaydının 2009 yılında kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarardan TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 85.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne ve 48.229,68.-TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
Tazminat isteğine dayanak 3935 parsel sayılı taşınmaz zeytinlik niteliğiyle ve 355,10 m² yüzölçümüyle davacı adına kayıtlı iken, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/05/2008 gün ve 2007/341 – 2008/218 sayılı kararı ile 3935 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle, parselin tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 07/01/2009 tarihinde kesinleşmiştir.
Tarafların aşağıda belirtilen hususları kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Tapu kaydının iptali ile davacı tarafın malvarlığında oluşan gerçek zarara ilişkin tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihi zararın meydana geldiği tapu iptal kararının kesinleştiği 07/01/2009 tarihi olup, bu tarihe göre taşınmazın değeri, değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, dava tarihi esas alınarak değer belirlenmiştir. Bundan başka, mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporundaki somut emsalin ise satış tarihi değerlendirme tarihinden sonraki bir tarihe ilişkindir. Bu sebeple bedel tespitinde emsal olarak yararlanılması mümkün değildir.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taraflara dava konusu taşınmaza mümkünse aynı beldeden ve değerlendirme tarihi olan 07/01/2009 tarihinden önceki yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınmalı, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmeli, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi
itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulmalı, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, imar planının ölçeği ve onaylama tarihi ile dava konusu taşınmazın emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas metrekare değeri ilgili belediye başkanlığından ayrı ayrı sorularak ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılıp dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu taşınmazın değeri belirlenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ve davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/10/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.