3. Hukuk Dairesi 2014/8285 E. , 2014/16932 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GÖNEN ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2013
NUMARASI : 2010/284-2013/532
Taraflar arasında görülen ziynet alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline nişan ve düğünde takılan ziynet eşyalarının, davalı tarafından annesine bırakıldığını, müvekkiline ziynetlerin iade edilmediğini ileri sürerek, 79.442,00 TL değerindeki ziynet eşyalarının mümkünse aynen, olmadığı takdirde bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının evden ayrılırken ziynetlerin çoğunu yanında götürdüğünü, ziynetlerin bir kısmının davacının da muvafakati ile bozdurularak düğün borçlarının ödendiğini, bir kısmının ise davacının hastalığı sırasında yapılan ilaç ve hastane masraflarına harcandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 23.920,00 TL ziynet bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, iadesi mümkün değilse bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İspat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden kimseye düşer. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Somut olayda, davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynetlerin düğün borçları için bozdurulanlar ve davacının tedavi giderleri için harcananlar dışında kalan kısmının davacı kadın tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Bu bağlamda kural olarak davacı kadın, dava konusu ettiği ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken bunların zorla elinden alındığını, ziynetlerin müşterek hanede ya da davalıda kaldığını ispat etmek zorundadır. Zira; olağan olan ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
Davacı, dava konusu edilen ve mahkemece reddedilen ziynet eşyalarının, eşi tarafından elinden alındığını ve iade edilmediğini başvurulan delillerle ispat edememiştir.
Davacı dava dilekçesinde sair delillere de dayanmıştır. İspat yükü kendisine düşen ve davasını diğer delillerle kanıtlayamayan davacı kadına, mahkemece reddedilen ziynet eşyalarına ilişkin talebi konusunda diğer tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 225 ve devamı maddelerindeki yeminle ilgili usul işlemleri yerine getirilip, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru bulunmamış olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.