3. Hukuk Dairesi 2014/10835 E. , 2014/16970 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, tarafların 07.09.2006 tarihinde boşandıklarını, müşterek çocuk İpek"in velayetinin anneye verildiğini, karar tarihinde çocuğun 6 yaşında olduğunu, şu an 13 yaşında olup gerek okul masraflarının gerekse yaşının getirdiği artan ihtiyaçlarını öğretmen olan annesinin karşılayamaz hale geldiğini, davalının büyük firmalarla çalışan ve ayda en az 15.000,00 TL geliri bulunan bir bilgisayar firmasının sahibi olduğunu, iki evi, iki arabası ,yüksek limitli kredi kartları ve yüklü mevduat hesaplarının bulunduğunu, müşterek çocuk için aylık 1.500,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; boşanma davası sırasında, taraflar arasında yapılan protokole göre; müvekkilinin 1/2 hissesi kendisine ait taşınmazla ilgili hakkından, davacının da buna karşılık nafaka, tazminat ve bütün maddi manevi taleplerinden vazgeçtiğini, nafaka talebinden vazgeçen davalının iştirak nafakası isteminin dinlenemeyeceğini, davalının yeniden evlendiğini, bu evliliğinden de bir çocuğu bulunduğunu, aylık gelirinin ancak eşi ve çocuğu ile geçimini sağlayacak düzeyde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, tarafların müşterek çocuğu İpek yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 350,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir.
Davacı annenin velayeti altında bulunan küçüğün menfaatine aykırı olarak, henüz tahakkuk etmemiş (doğmamış bir alacaktan) iştirak nafakasından vazgeçme beyanı, küçüğün ergin olacağı tarihe kadar sürecek nafakayı kapsamaz. İştirak nafakası her an doğup işleyen haklardandır. Bu itibarla vazgeçme beyanı geçersiz olup, davacıyı bağlayıcı nitelikte olmadığından, mahkemenin küçük İpek lehine iştirak nafakası hükmedilmesine yönelik karar vermesinde bir isabetsizlik yoktur.
Türk Medeni Kanunu"nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK.nun 329/1. maddesi)
Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi)
Somut olayda; yapılan ekonomik sosyal durum araştırmalarında davacının öğretmen olduğu, 2.300,00-2.400,00 TL civarında gelirinin bulunduğu, kendisine ait evde ikamet ettiği, bir aracı olduğu, davalının ise bilgisayar firması işlettiği, aylık ortalama 3.000,00 TL gelirinin olduğu, kendi evinde oturduğu, ikinci evliliğini yaptığı bu evliliğinden de bir çocuğunun bulunduğu, üzerine kayıtlı evi ve iki aracı olduğu hususlarının tespit edildiği, ayrıca davalının gelirinin tespiti bakımından vergi kaydı, banka kayıtları ve kredi kart ekstrelerinin dosyaya celp edildiği görülmüştür.
Ancak dosyanın incelenmesinden davalı hakkında yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmalarının yetersiz ve denetime imkan verecek nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça, davalının büyük firmaların danışmanlık işlerini yaptığı iddia edilip, ilgili firmaların isimleri belirtilmek sureti ile, bu firmalardan elde edilen gelirin tespiti talep edilmiştir. Mahkeme talep doğrultusunda ilgili firmalara müzekkereler yazılmış ise de müzekkere cevapları beklenilmeksizin hüküm kurulmuştur.
O halde mahkemece, davacı tarafın iddiasını karşılayacak şekilde, ilgili firmalara yazılan müzekkerelerin cevapları dosyaya celp edildikten sonra dosyada mevcut vergi ve banka kayıtlarıyla, ekonomik sosyal durum araştırmaları bir bütün olarak değerlendirilerek, denetime imkan verecek nitelikte davalının gelirinin tam ve sağlıklı olarak tespit edilip, sonucuna göre, müşterek çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları, tarafların gelir durumu ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.