21. Hukuk Dairesi 2009/15481 E. , 2010/2827 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar,murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 435/2. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere ve özellikle her ne kadar karar başlığında yargılama sırasında ölen davacı ..."in mirasçısı olan ... ile ... adı yazılmamış ise de maddi hataya dayalı olan bu yanlışlığın mahkemece her zaman düzeltilmesinin mümkün olduğunun anlaşılmasına göre davacıların tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümü nedeniyle hak sahibi davacılar Anne ..., Baba ... için 50.000,00 er TL ölenin kardeşleri ..., ..., ... ve ... ile ... için ayrı ayrı 20.000,00 er TL manevi tazminatın davalı işverenden olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, Anne ... ve baba ... için ayrı ayrı 25.000,00 TL kardeşler ..., ..., ..., ... , ... için ayrı ayrı 7.500,00 er TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Yapılan incelemede, baba ..."in 08/05/2009 tarihinde (dava açıldıktan sonra) öldüğü, veraset ilamında geriye mirasçı olarak, davacılarla birlikte , eski eşi ... olma ... er (...) ile ... de kaldığı, bu mirasçıların da avukata vekaletname vererek davaya iştirak ettikleri, davacılar vekilinin bu davacılar içinde ölen babalarından dolayı payları oranında manevi tazminata hükmedilmesini istediği, ayrıca davalı şirket vekilinin 19/06/2005 tarihinde istenen manevi tazminatlara mahsuben ödedikleri 3.500,00-TL"nın da düşülmesini istediği, dosya içinde davacılar ...,... ,...,... ve ..."e davaya konu manevi tazminata mahsuben 3.500.00 TL ödendiğine ilişkin makbuz olduğu görülmüştür.
Ölüm ile taraf ehliyeti son bulur.Şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan yalnız öleni ilgilendiren yani mirasçılara geçmeyen haklara ilişkin davaların tarafın ölümü ile konusuz kalacağı ancak mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davaların tarafın ölümü ile konusuz kalmayacağı , bu davalara ölen tarafın mirasçıları tarafından ya da mirasçılara karşı dava devam edileceğine göre, ölen kişi hakkında hüküm kurulamaz.Ölen davacının dava sırasında ölümü ile hakları mirasçılarına geçeceğinden davayı takip etme, hakkıda mirasçılara geçer. Hal böyle olunca mahkemece, ölen davacı ..."in mirasçıları yönünden karar verilmesi gerekirken ... ile ilgili hüküm kurulmuş olması, mirasçılar ... (...) ve ... hakkında payları oranında manevi tazminata hükmedilmemesi, ayrıca 3.500,00 TL ödemenin hakedilen manevi tazminattan mahsup edilmeden hüküm kurulmuş olması hatalı olmuştur.
Öte yandan davacılar murisi sigortalı ... öldüğü iş kazasında sigortalının % 50, davalı işverenin % 50 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı anne ve baba yararına ayrı ayrı 17.000.00 TL,davacı kardeşler yararına ayrı ayrı 4.000.00 TL manevi tazminat takdir edilerek davacı ...,...,... ,... ile ... için ödenen (3.500.00 TL:5)=700.00 TL tenzil edilmek suretiyle davacı anne ve baba yararına ayrı ayrı 16.300.00 TL, davacı kardeşler ...,... ve ... yararına ayrı ayrı 3.300.00 TL,davacı kardeşler ... yararına ayrı ayrı 4000.00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken davacı anne ve baba yararına ayrı ayrı 25.000.00 TL,davacı kardeşler yararına ayrı ayrı 7.500.00 TL hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ.Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümden silinerek yerine;
"1-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile Anne ... için 16.300,00 TL, kardeşler ..., ..., ... için ayrı ayrı 3.300.00 er TL kardeşler ... ve ... İçin ayrı ayrı 4000.00 er TL manevi tazminatın 6.10.2008 olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile bu davacılara verilmesine,
2-Baba ... için takdir edilen 16.300.00 ,TL manevi tazminatın 6.10.2008 olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile miras paylarına göre mirasçıları ...,...,... ,... ve ... ,... ,... ve ... verilmesine,
3-Davanın 3.500.00 TL"lık kısmı yargılama sırasında ödenmekle konusu kalmadığından bu miktarla ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,dava açılmasına davalı sebebiyet verdiğinden harç,yargılama gideri ve avukatlık ücreti takdirinde bunun nazara alınmasına,
4-Alınması gereken 2.916.00 TL ilam harcından davacılar tarafından peşin yatırılan 2.700,00 TL "lık harcın tenzili ile 216.00 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı ... için 2.040.00 TL,davacılar Yasemin,...,...,... ve ... için 575.00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak bu davacılara ödenmesine. 2.040.00-TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile ... mirasçıları olan davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ... , ... ve ... miras paylarına göre verilmesine
6-Davacılar tarafından yapılan 683,75 TL yargılama masrafından kabul ve red oranına göre takdiren 136,75 TL sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacılar tarafından yatırılan toplam 2.700.00 TL nispi,14.00 TL başvuru olmak üzere toplam 2.174.00 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine
8-Mahkemece araçlar üzerine konan ihtiyati tedbirin kararın infazına kadar devamına" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine 16.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.