19. Hukuk Dairesi 2014/6476 E. , 2014/10715 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalıdan faturaya dayalı 13.231,78 TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin faturalara konu ürünleri eksiksiz olarak davalıya teslim etmesine rağmen davalının borcunu ödemediğini, davalının gerek icra takibinden önce gerekse icra takibinden sonra müvekkiline çektiği faks yazıları ile de borcunu kabul ettiğini, ancak davalının 01/03/2012 tarihinde müvekkiline iade faturası gönderdiğini, faturanın iade edildiğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, davalının ürünlerin bozuk olduğunu yönündeki itirazının haksız olduğunu, müvekkiline usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi yapılan ödemelerin de bu itirazın haksız olduğunu gösterdiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, davacının satmış olduğu ürünlerin davacının taahhüt ettiği özellikleri haiz olmadığının ve ayıplı olduğunun tespit edildiğini, ürünlerde döküm hatası mevcut olmakla birlikte bu ayıbın teslim anında tespiti mümkün olmayıp ancak işleme sırasında ortaya çıkabildiğini, döküm sırasında ürünlerin patladığının görüldüğünü ve derhal davacıya ihbarda bulunulduğunu, ancak davacının ayıbı gidermek için çaba göstermediğini, müvekkilinin bu ürünler için metalografik muayene yaptırdığını, ürünlerin taahhüt edilenden farklı malzeme ile üretildiğinin tespit edildiğini, bunun yanında müvekkili tarafından davacıya gönderilen cari hesaba ilişkin yazıların matbu içeriğe sahip olduğunu ve rakamların belgeye otomatik olarak yansıtıldığını, davacıya gönderilen iade faturalarına itiraz edildiğinden cari hesaba yansıtılamadığını, bu belgelerin mutabakat teklifi olarak kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 11/10/2011 tarihinde başladığı ve 15/11/2011 tarihinde sona erdiği, 31/12/2011 tarihi itibariyle taraf defterlerinde davacı alacağının küsurat farkı ile birbirlerini teyit ettiğini, davalı tarafın bahsettiği iade faturalarının kendi ticari defter kayıtlarında dahi yer almadığı, davalı tarafın KOSGEB raporlarına konu mamullerin kendi ürünleri olmadığını iddia ettiği, yapılan keşif sırasında gösterilen ürünler üzerinde sadece davalının markasının yer aldığı, ürünlerin davacı tarafından üretildiğine dair ürünler üzerinde rumuz, sayı veya kot olmadığı, ayıp iddiasına konu makaraların, tekerleklerin ve halat kılavuzlarının Temmuz 2011 tarihinden itibaren açık havada yer almaları ve kararmaları sonucunda aşırı derecede paslanmış olduğu, taraflar arasında düzenlenen faturalara konu malzemelerin toplam ağırlığı 4.263,65 kg olduğu halde davalı şirketin açık alanda istiflediği ve ayıp iddiasına konu ettiği ürünlerin ağırlığının yaklaşık 6.000,00 kg olduğu dikkate alındığında davalının savunmasına konu ettiği ayıplı ürünlerin davacının ürettiği ürünlerden olmadığının veya başka firmaların ürünleri olduğunun anlaşıldığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talebi gibi 13.231,78 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.