3. Hukuk Dairesi 2014/19516 E. , 2014/17022 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2013/343-2013/495
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dilekçesinde; dava dışı yeğeni S.. E.. adına kayıtlı işyerinde üretilen simitlerin davalı aracılığı ile dava dışı Sancaktepe Belediyesine satıldığını, bu nedenle yeğeni Serkan"ın banka hesabına gönderilen satış bedelini ise davalı ile paylaştıklarını, ancak son yapılan sevkiyat bedelinin ödenmemesi üzerine yeğeni S.."ın Sancaktepe Belediyesi aleyhine Bakırköy 11.İcra Müdürlüğünün 2012/15970 sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine yapılan araştırma sonucunda satış bedelinin davalıya ödendiğinin tespit edildiğini, bu nedenle davalı aleyhine takip başlattığını, ancak itiraz üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacı ile ortaklığının bulunmadığını, dava dışı S... ile pastane kiraladıklarını, ancak davacı ile Serkan"ın kendisini pastaneden uzaklaştırdıklarını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; dayanak Bakırköy 11. İcra Müdürlüğünün 2012/15970 sayılı takip dosyasında alacaklının dava dışı S.. E.., borçlunun ise dava dışı Sancaktepe Belediyesi olduğu, gerek davacının, gerekse davalının icra takip dosyasında taraf olmadığı gerekçesiyle dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü için, hâkimin davayı aydınlatma yükümü üzerinde durulması gerekmektedir.
Mahkemenin hüküm vermesi için, kendisine yöneltilen talebin formüle edilmesi ve ileri sürülmesi tarafların görevi ise de, bunları anlamlandırmak veya gerektiğinde açıklattırmak hâkimin görevidir. Ancak bu durum, hâkimin tarafların ileri sürmediği vakıaları ileri sürmelerine imkan vermesi veya hatırlatması anlamını taşımaz.
Burada mevcut olmayanın, talep edilmeyenin ortaya çıkartılması değil, talep edilenin netleştirilmesi, aydınlatılması, belirlenmesi sözkonusudur.
Dava malzemesinin taraflarca getirilme ilkesi, dava malzemelerinin mahkemeye kimin tarafından getirileceğiyle ilgili bir ilkedir. Buna göre, hâkim, kendiliğinden, taraflarca ileri sürülmemiş vakıaları araştıramaz, hükmüne esas alamaz. Mahkeme, sadece tarafların getirdiği vakıalara göre talep sonucunu inceleyip karar verir.
Taraflarca getirilme ilkesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25. maddesinde şu şekilde ifade edilmiştir: "Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.
Kanunda belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.”
Bu ilkenin bir sonucu olarak mahkeme, sadece taraflarca ileri sürülen vakıaları inceleyebilir. Buna kural olarak deliller de dahildir (m. 25/2). Ancak hâkim, keşfe ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verebilir. Ayrıca hâkim, olayın aydınlatılması için tarafların delil ikamesini isteyebilir, ancak tarafa belli bir delili hatırlatamaz.
Taraflarca getirilme ilkesi, hâkimin soru sorma ve davayı aydınlatma ödevi (m. 31) çerçevesinde yumuşatılmıştır (Pekcanıtez Hakan, Atalay Oğuz, Özekes Muhammet, Medeni Usul Hukuku, 2011, 11.Bası, s. 248 vd).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hâkimin davayı aydınlatma görevi” başlıklı 31.maddesine göre, “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”
Hâkimin davayı aydınlatma ödevi olarak ifade edilen bu düzenleme ile doğru hüküm verebilmesi ve maddi gerçeğin bulunabilmesi amaçlanmıştır. Düzenlemede her ne kadar “açıklama yaptırabilir” denilmişse de, bunun, hâkimin davayı aydınlatması için bir “ödev” olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü davayı aydınlatma ödevi sayesinde hâkim, iddia ve savunmanın doğru ve tam olarak anlaşılmasını sağlayacak ve bu şekilde doğru olmayan bir kararın verilmesini önleyecektir (HGK. nun 20.02.2013 günlü ve 2012/9-843 E. 2013/253 K. sayılı ilamı).
Somut olaya gelince; davacı, davalı aleyhine başlattığı takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş, ancak dava dilekçesinde davalı aleyhine başlattığını bildirdiği takibin ait olduğu icra dairesi ile esas numarasını bildirmemiştir. Mahkemenin gerekçesine esas alınan takip dosyası ise, dava dilekçesinde dava dışı alacaklı S.. E.."in dava dışı borçlu Sancaktepe Belediyesi aleyhine başlattığı takip olarak belirtilmiş, yine dilekçenin devamında bu takibin itiraz üzerine durduğu ve sonrasında yapılan araştırma sonucunda davacı tarafından davalı aleyhine davanın konusunu oluşturan takibin başlatıldığı bildirilmiştir.
Bundan ayrı, Bakırköy 9.İcra Müdürlüğünce dava dilekçesinin arkasına 2012/17685 sayılı takip dosyası nedeniyle "alacaklı tarafından 44,90 TL peşin harç yatırılmıştır" ifadesinin şerh edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece; hakimin davayı aydınlatma yükümü gözetilerek, dava dilekçesinde davanın konusunu oluşturan takip dosyasının ait olduğu icra dairesi ile esas numarasının belirtilmediği, ayrıca dava dilekçesinin arkasına Bakırköy 9. İcra Müdürlüğünce 2012/17685 sayılı takip dosyası nedeniyle harç için şerh verildiği hatırlatılmak suretiyle davacının davaya konu ettiği takip hakkında beyanı alınarak iddianın açıklığa kavuşturulması, sonrasında taraflarca gösterilen deliller toplanarak varılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.