22. Hukuk Dairesi 2017/27050 E. , 2020/5599 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı nezdinde komi olarak 21.06.2011-23.07.2012 tarihleri arasında çalıştığını, haksız olarak işten çıkarılması sebebiyle ... 4. İş Mahkemesi 2012/415 Esas, 2013/549 Karar sayılı dosyası ile işe iade kararı alındığını ve kararın Yargıtay tarafından onandığını, 26.03.2014 tarihinde kesinleştiğini, karar doğrultusunda süresi içerisinde işe iade talebiyle davalıya başvurulmasına rağmen davalı işverence müvekkilinin işe başlatılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 02.07.2012 tarihinde haklı nedenle feshedildiğini, davacının 25.04.2014 tarihinde başvuru yaptığını, davalının ise noter kanalıyla davacıyı işe davet ettiğini ve tebligatın davacıya 05.05.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının işe gelmediğini ve tazminatlarının ödenmesini talep ettiğini, devamsızlığına ilişkin mazereti olup olmadığının ihtarname ile sorulduğunu, ancak cevap verilmediğini, davacının işe başlama talebinin samimi olmadığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve fazla mesai süresinin hesaplanması noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, davacı dava dlekçesinde hafta tatili dahil, haftanın yedi günü 08.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmiş olup; davalı cevap dilekçesinde, davacının haftalık 45 saati aşan çalışmasının bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanık beyanlarına göre, davacının haftanın altı günü 08.00-22.00 saatleri arasında çalıştığı, 2 saat ara dinlenme kullandığı, haftalık 27 saat fazla çalışmasının bulunduğu kabul edilerek fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır. Ancak davacı tanıklarından bir tanesi dinlendiği tarihte husumetli olup; diğer davacı tanığının da davacının kardeşi olduğu sabittir. Buna göre, davalı tanık beyanları da değerlendirilmek suretiyle, davalı işyerinde komi olarak çalışan davacının, ara dinlenme mahsup edildikten sonra günlük on saat çalıştığının kabul edilmesinin dosya kapsamına uygun olup, fazla çalışma ücreti alacağının bu kabule göre hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.