Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/7209
Karar No: 2020/2542

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/7209 Esas 2020/2542 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/7209 E.  ,  2020/2542 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil davacı Hazine ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Çekişmeli ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii 111 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 59951,19 m2 yüzölçümü ve arsa niteliği ile kadastro tutanağının tanzim edilerek davaya konu taşınmazın mülkiyetinin davalı olması sebebiyle malik hanesi boş bırakılarak tespit edilmiştir
    Davacılar ..., ..., ... ve ... vekili asliye hukuk mahkemesine 10/04/2000 tarihinde açılan men"i müdahale ve kal davasının dava dilekçesinde özetle; eski tapu kayıt defterinin 135 cilt 275 sahife 170 sırasında kayıtlı bulunan gayrimenkulün müvekkilerinin murisine ait olduğunu ileri sürerek, davalı ... Belediye Başkanlığının davaya konu taşınmaza müdahalesinin men"ine ve yapıların kal"ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asliye hukuk mahkemesince dava konusu edilen taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş olması sebebiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dava dosyası ... Kadastro Mahkemesine gönderilmiş, mahkemece gerekli askı ilanları resen yapılmıştır.
    Davaya konu ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii 111 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 59951,19 m2 yüzölçümü ve arsa niteliği ile kadastro tutanağının tanzim edilerek davaya konu taşınmazın mülkiyetinin davalı olması sebebiyle malik hanesinin boş bırakılarak kadastro tespitinin yapıldığı anlaşılmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ... Belediye Başkanlığı aleyhine açılan men"i müdahale ve kal davasının reddine, kadastro bilirkişinin 18/09/2003 tarihli raporuna ekli krokide (10A) ile gösterilen 1838 m2"lik kısmın ... mirasçıları adına, (10B) olarak gösterilen 12066,47 m2"lik kısmın taşlık olarak, (10C) olarak gösterilen 28041,60 m2"lik bölüm ile (10A) ile gösterilen kısmın ... mirasçılarına verilen kısmından kalan 18.004,99 m2"sinin bir bütün ve 46046,59 m2 olarak eğrek ve sıvat yeri olarak özel sicile tesciline karar verilmiş, hükmün davacı ... ve arkadaşları ile dahili davalı Hazinenin temyizi üzerine, Dairemizin 2005/7806 E.- 12370 K. sayılı kararı ile; "davacılar ... ve arkadaşlarının süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddine, dahili davacı Hazinenin temyizi bakımından ise; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu henüz kesinleşmemiş olduğuna göre, dava; kadastro tespitine itirazla birlikte ayrı zamanda orman tahdidine de itiraz niteliğindedir. Çekişmeli parselin malikhanesi açık olduğuna göre 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince gerçek hak sahibi adına tescili gerekir. Orman Yönetimi 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince davada yasal hasım durumundadır. Bu sebeple,
    öncelikle Orman Genel Müdürlüğünün davaya dahil edilmesi, husumetin yaygınlaşarak taraf oluşturulmalı,
    Orman sınırlandırılması yapılan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116,4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı kanun ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13/07/1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinden sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar Devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giden 5658 sayılı kanun ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
    Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre arazi de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşındaki durumu saplanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 ve 31/13 E.-K.; 14/03/1989 gün ve 35/13E.-K ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 22/02/2005 gün ve 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı bitki örtüsü ve çevresi incelemeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orjinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine yine kadastro paftası ölceği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri aynı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır. Böylesine yapılacak bir araştırma sonucu davalı taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, mahkemece davacıların tutunduğu 24 Eylül 1288-170 nolu tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları getirilerek yapılacak keşifte uygulanmalı, her bir sınır için bilirkişi ve tanıklarından beyan alınarak, yapılan uygulama, fen bilirkişi tarafından düzenlenecek birleşik krokiye yansıtılarak keşfi izleme olanağı sağlanmalı, dava konusu taşınmazın geniş yüzölçümlü 111 ada 10 parselin hangi kısmına isabet ettiği, 10 parselin paftası üzere işaretlenerek, kararın infazı sırasında tereddüt yaratılmamalı, davacıların dayandığı tapu kaydının değişebilir sınırlı olması nedeniyle kayıt kapsamı 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesi gereğince yüzölçümüne değer verilerek belirlenmeli, başka parsellere de revizyon görmüş ise, o parsellerin de miktarı ile geçerli kapsamını belirlenme de gözönünde bulundurulmalı, dayanak tapu kaydının davalı taşınmazı uyması ve başka parsellere de revizyon görmemesi halinde infazda tereddüt yaratmaması açısından 3402 sayılı Kanunun 32/3. maddesi gereğince fen bilirkişi tarafından parselin paftası üzerinde kapladığı alanın ölçekli olarak gösterilmesi,bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda Orman Yönetimi davaya dahil edilmiş, yapılan yargılama sonucunda; davalı ... (6360 sayılı Kanun gereğince) aleyhine açılan davanın reddine, müdahil davacı Hazine"nin davasının kısmen kabulüne, harita ve kadastro mühendisi bilirkişinin 2015 tarihli bilirkişi raporu ekindeki haritada (10/D) harfi ile gösterilen 1.838 m2"lik kısmının 111 ada 10 sayılı parselden ifraz olunarak aynı adanın en son parsel numarası verilerek ... mirasçıları adına iştirak halinde mülkiyet olacak şekilde tapuya kayıt ve tesciline, (10/A) harfi ile gösterilen 18.004,93 m2"lik kısmı ile haritada (10/C) harfi ile gösterilen 28.041,30 m2"lik kısmının hepsinin bir bütün halinde toplam 46.046,23 m2 olacak şekilde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B madde ve fıkrası uyarınca aynı ada ve parsel numarasıyla (111 ada 10 parsel) "eğrek ve sıvat yeri" niteliğiyle orta malı olarak sınırlandırılarak özel siciline tesciline, (10/B) harfi ile gösterilen 12.066,53 m2"lik kısmının 111 ada 10 sayılı parselden ifraz olunarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C madde ve fıkrası uyarınca tescil harici bırakılmasına karar verilmiş, hüküm dahili davacı Hazine ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, müdahalenin meni, kal ve kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanuna göre yapılacak çalışmalara esas teşkil etmek üzere 6831 sayılı Kanuna göre orman sınırlarının tespiti çalışması yapılmıştır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak eldeki dava gerçek kişiler tarafından müdahalenin men"i ve kal istemiyle açılmış olup çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapılan arazi kadastrosu sırasında taşınmazın kadastro tutanağı vasıf ve malik hanesi boş olarak düzenlendiğinden bu sebeple davada 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesi gereğince hakimin resen araştırma yaparak malik ve vasıf hanelerini doldurması ve doğru sicil oluşturması gerekmektedir. Mahkemece Dairemizin bozma ilanına uyularak Orman Yönetimi davaya dahil edilmiş ve resen araştırma ve inceleme yapılarak gerçek malik tespit edilerek hüküm kurulmuş olduğundan davada yasal hasım konumunda bulunan Orman Yönetimi lehine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil ise de, belirtilen bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 9 numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine "Davalı ... Yönetimi yasal hasım konumunda bulunduğundan yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına " cümlesi eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/07/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi