MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-e-son, 168/1, 62/1, 52, 50. maddeleri gereğince mahkûmiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanığın, Özel ... Tıp Merkezi ile Özel ...Tıp Merkezi"nin bağlı olduğu ... Tıp Merkezi"nin sorumlusu olduğu, ... isimli hastanın 20.11.2010 tarihinde hem Özel... Tıp Merkezi"nde hem de Özel ... Tıp Merkezi"nde muayene olmuş gibi gösterildiği, daha önceleri de mesai saatlerinde tıp merkezine müracaat eden hastanın acil serviste muayene edilerek katılan ..."nun zarara uğratıldığının iddia edildiği olayda; sanığın suçlamaları reddettiği savunmasının ekinde yer alan hasta kayıt protokol defterinin suretine göre hasta ..."nın hem 20.11.2010 tarihinde hem de beyanında bahsettiği üzere 23.11.2010 tarihinde Özel ... Tıp Merkezi"ne müracaat ettiğinin görülmesi ve hasta kayıt görevlisi olarak çalışan tanık ..."ın da hasta ..."nn Özel ... Tıp Merkezi"ne suç tarihinde geldiğini, hatta ilaçlarını aldıktan sonra geri gelip nasıl kullanılacaklarını sorduğuna dair beyanı ile yine sanığın savunmasının ekindeki ekran görüntüsü çıktısı ve ekli listeden ..."nın ... Eczanesi"nden Özel ... Tıp Merkezi"nde düzenlenen reçete gereğince suç tarihi olan 20.11.2010 tarihinde ilaç aldığının görülmesi karşısında, sanığın savunmasına esas belgelerin asılları temin edilip, diğer iddialar bakımından da hasta ..."nın acil serviste muayene ve tedavisinin gerekip gerekmediğinin incelenmesi için gerek görülürse bağımsız bir bilirkişi heyetinden rapor alınması, hastanın acilde muayene edilmesi ile poliklinikte muayene edilmesi arasında Sosyal Güvenlik Kurumu"nun ödemeleri bakımından fark olup olmadığı belirlenip, söz konusu hastanelerin benzer eylemlerinin bulunup bulunmadığı da araştırılarak sonucuna göre sanığın suç teşkil eden eyleminin varlığı ile suç kastının tartışılıp hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.