21. Hukuk Dairesi 2009/2805 E. , 2010/2876 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2008
NUMARASI : 2000/937-2008/1255
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı ,davalı işverene ait işyerinde uğradığı zararlandırıcı sigorta olayı nedeni ile çalışma gücü kayıp oranının kurumca %24 olarak belirlendiğini,oysa gerçek beden güç kaybının bu oranın üzerinde bulunduğunu, gerçek süreli iş göremezlik derecesinin mahkemece tesbit edilmesini, olayın meydana gelmesinde kusuru da bulunmadığını belirterek olay nedeni ile uğradığı maddi ve manevi zararlarının davalı işverenden tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, davacının olay tarihi ile %40 maluliyetin SGK Yüksek Sağlık Kurulu tarafından tesbit edildiği 03.08.2007 tarihine kadar %24, sonrasında da %40 malul kaldığının kabulüyle bu oranlar üzerinden bilirkişi tarafından hesaplanan maddi zarardan davacıya SGK.ca % 24 oranı esas alınarak bağlanan gelirin 10.11.2008 tarihli en son peşin sermaye değeri düşülerek maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Gerçekten davacının 12.10.1998 tarihinde uğradığı zararlandırıcı olay sonucunda sağ elde dört parmağının kaybedildiği ve kurum tarafından 09.01.2001 tarihli kararla %24 maluliyet oranı belirlendiği dava dilekçesi ile gerçek maluliyet oranının kurumca belirlenen oranın üzerinde olduğu iddiası ile dava açıldığından; mahkemece dosya SGK Yüksek Sağlık Kuruluna sevk edilerek ve Kurulun 03.08.2007 tarihli raporu ile maluliyet oranının %40,2 olarak belirlendiği görülmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 19. maddesidir. Anılan maddeye göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 45. maddesinde sürekli iş göremezlik gelirinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya bağlanacağı bildirilmiştir.
İş kazası sonucu oluşan sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca davacıya mahkemece belirlenen sürekli iş göremezlik oranı esas alınarak gelir bağlanmayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından maddi tazminat istemli Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmadığı bu davada sürekli iş göremezlik oranının tespitinin yapılamayacağı, yapılması halinde maddi tazminat istemli davanın sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır.HGK.’nun 07.02.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.
Yapılacak iş; öncelikle davacıya kendisine YSK.kararına göre % 40.2 oranı üzerinden gelir bağlanması için SGK Tahsisler Daire Başkanlığına müracaat etmek üzere önel vermek, davacıya Kurumca % 40.2 oranı üzerinden gelir bağlanması halinde yargılamaya devam edilerek yeniden bu oran üzerinden hesap raporu almak, Kurumdan bu orana göre bağlanacak gelirin en son peşin sermaye değerini sorarak çıkacak sonuca göre maddi ve manevi tazminat istemi hakkında bir karar vermek, Kurumca bu oran esas alınarak gelir bağlanmaması halinde davacıya işvereni ve hak alanını ilgilendirdiği için SGK. Başkanlığını hasım göstererek sürekli iş göremezlik oranının tespiti davası açması için önel vermek, tespit davasını tazminat davası için bekletici mesele saymak, tespit davası sonucu verilecek hüküm kesinleştikten sonra davacıya kesinleşmiş mahkeme kararını Kuruma ibraz edip kendisine tespit edilen orana göre gelir bağlattırmak için önel verilerek hüküm tarihine en yakın tarihe göre hesap raporu alıp hükme en yakın tarihteki peşin sermaye değerini Kurumdan sorduktan sonra çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemenin kabul şekli bakımındanda davacının uğradığı zararlandırıcı olay sonucu parmaklarının kopması şeklinde gerçekleşen bedeni kayıp, olay sonucu derhal meydana gelmiş olan bir kayıp niteliğinde olup; zaman içinde artacak bir maluliyet değildir. Bu durumda %40 maluliyetin gerçekleşme tarihini SSK Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınarak belirledikten sonra maddi zarar hesabının yapılması gerekirken davacının olay tarihi olan 12.10.1998 tarihi ile YSK rapor tarihi olan 3.8.2007 tarihi arasında % 24, 3.8.2007 tarihinden sonra da % 40.2 oranında beden güç kaybına uğradığının kabulüyle sonuca gidilmesi ayrıca hesaplama bu esaslara göre yapıldığı halde Kurumca % 24 oranına göre bağlanan gelirin en son peşin sermaye değerinin düşülmeside hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 16.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.