3. Hukuk Dairesi 2014/8201 E. , 2014/17081 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil kooperatifçe inşaat hakkı kullandırmak şartı ile tapusu belediye adına verilen arsanın bedeli olarak şimdilik 80.000 TL talep ve dava etmiştir.
Davalı Belediye; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; S.S. ... Yapı Kooperatifi tarafından, ... köyü ... ada ... parsel ve 5 parsele verilecek inşaat hakkı emsal yüklemesi karşılığı ... köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 1361 m²"ye hesap eden 86/2400 hissenin 04/10/1995 tarihinde ...Belediyesine hibe edildiği, emsal yükleme hakkının S.S. ... Yapı Kooperatifi tarafından 01/06/2003 tarihinde S.S. ... 500 Evler Yapı Kooperatifine devredildiği, emsal ve yükleme uygulamasına ilişkin ...Belediye Meclisinin 07/02/2005 tarih 17 sayılı kararın onaylanmasına ilişkin ... Büyükşehir Belediye Meclisi nin 14/03/2005 tarih 189 sayılı kararının ... 1. İdare Mahkemesinin 08/12/2005 tarih 2005/756 esas 2005/2146 karar sayılı kararı ile iptali üzerine davacı kooperatife emsal yüklemesi sonucu verilen inşaat ruhsatlarının iptal edildiği, ... köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 86/2400 hisseye hesap eden 1361 m² hissenin emsal yüklemesi karşılığı belediyeye hibe edilmiş olması nedeniyle emsal yüklemesi geri alındığından davacı yanca hibe edilen taşınmazın bedelinin davalı belediyeden istenebileceği, davaya konu hissenin dava tarihi itibariyle değerinin 326.640,00.-TL olduğu kabul edilmiş, taleple bağlı kalınarak 80.000,00.-TL"nin davalı belediyeden tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi şekilde yapılmadığı için MK. eski 634. madde yeni 706 md., BK.213 Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi, taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilir.
Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.
Bilindiği gibi ülkemizde yaşanan enflasyon uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyretmiş ve paramızın değeri (alım gücü) de bununla ters orantılı olarak devamlı düşmüştür. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir.
Bugüne kadar uygulanan kurallara göre geçersiz sözleşme gereğince alıcının akit tarihinde verdiği paranın aynı miktarda iadesine karar verilmesi, gerçek hayatta büyük sarsıntılara, tutarsızlıklara, adalete karşı var olması gereken güvenin sarsılmasına neden olmuş, kamu vicdanında haklı eleştiri konusu yapılmıştır.
Şu durumda hukuken geçersiz sözleşmeler, sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye, karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır.
Hal böyle olunca; mahkemece, emsal yüklenmesi karşılığı davalı Belediye Başkanlığına hibe edilen, dava konusu parseldeki 1361 m² hissenin emsal yüklemesi geri alındığından taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz hale gelmesi nedeniyle, ödenen satış bedelinin, ifanın imkânsız hale geldiği tarihin saptanması suretiyle ve bu tarih itibariyle, enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında konusunda uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlenmesi ve bu miktara hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.