22. Hukuk Dairesi 2014/28352 E. , 2016/2247 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili, çalışan gazeteciler bayramı, ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı, giyecek yardımı, çocuk yardımı, yakacak yardımı, bayram yardımı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı ... İflas İdaresi Memurluğu adına Avukat .... temyiz etmiştir.
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile imkanlıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 184. maddesinde, iflasın açılması ile müflisin mal varlığına dahil olan bütün mal ve hakların iflas masasını oluşturacağı; aynı Kanun"un 226. maddesinin birinci fıkrasında masanın kanuni mümessilinin, iflas idaresi olduğu; yine aynı Kanun"un 164 maddesinde, iflas kararına karşı kanun yoluna başvurulmasının, iflasın ilanına ve masanın teşkiline mani olmayacağı, yalnız ikinci alacaklılar toplantısının, iflas kararı kesinleşmedikçe yapılamayacağı düzenlenmiştir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 08.09.2015 tarihli 2015/ esas sayılı kararında; iflasına karar verilen borçlu şirketin temsil yetkisi iflas idaresine geçtiğinden ve iflas kararının bozulması ile iflas idaresinin temsil görevinin son bulmayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, davalı şirketin 05.02.2007 tarihinde Asliye Ticaret Mahkemesinde iflasın ertelenmesi talepli dava açtığı, mahkemece 09.04.2009 tarihinde davacı şirketin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine, şirkete kayyım atanmasına ve İcra ve İflas Kanunu"nun 179/b bendindeki tedbirlerin uygulanmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 24.03.2010 tarih, 2010/karar sayılı ilamı ile onandığı, davacı tarafın iflasın ertelenmesi süresi bittikten sonra tekrar iflasının ertelenmesi talebinde bulunduğu, mahkemece 28.10.2010 tarihli ve 2007/ karar sayılı ek kararı ile iflasın erteleme talebinin reddine ve “...”nin iflasına, İflasın 28.10.2010 günü saat 11.56 itibari ile açılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 27.09.2011 tarihli ve 2011/karar sayılı ilamı ile bozulduğu, bu kez mahkemece 08.07.2013 tarihli ek karar “...”nin iflasına, İflasın 08.07.2013 günü saat 10.16 itibari ile açılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/ esas sayılı 09.05.2014 tarihli onama kararı ile onandığı, aynı dairenin 18.06.2015 tarihli kararı ile de karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı şirketin, dava tarihinden sonra iflasına karar verilmiş olup, anılan sebeplerle mahkemece, iflas idaresi yönünden usulünce taraf teşkili sağlanılmadan davaya devam edilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.