Davacı, maluliyet aylığına hak kazandığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 14.12.2006 tarihinden itibaren bu talebin reddi halinde dava tarihinden itibaren maluliyet aylığına hak kazandığının tesbiti ile aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kısmen kabulü ile,davacıya 01.01.2007 tarihinden geçerli olmak üzere maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin 55. maddesine göre sigortalının malullük durumunun Kurumca yetkilendirilen Sağlık sunucularının sağlık kurulunca usulüne uygun düzenlenecek raporların Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edileceği, anılan yönetmeliğin 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık
Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 16.07.1997-05.11.1997 ve 16.06.2000-30.06.2000 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı,04.05.1998-29.02.2000 tarihleri arasında isteğe Bağlı Bağ-Kur sigortalısı,01.05.2003 tarihinden dava tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 14.12.2006 tarihinde maluliyet aylığı bağlanması için talepte bulunduğu Kurumun 26.02.2007 tarihli yazısına göre,davacının sigortalı olma tarihinden önce maluliyetini gerektirecek düzeyde rahatsızlığı bulunduğundan maluliyet aylığı talebinin reddine karar verildiği, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan maluliyete ilişkin rapor alınmadığı,ATK 3.İhtisas Kurulunun 18.04.2008 tarihli raporuna göre davacının beden çalışma gücünün en az 2/3’nü kaybettiği, maluliyet başlangıç tarihinin Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki muayene tarihi olan 13.05.2003 tarihi olduğu,sigortaya başlayış tarihi olan 01.05.2003 tarihinde de beden çalışma gücünün 2/3 ünü kaybettiğinin kabulünün uygun olacağı, askerliğe elverişli olmadığına dair Gata Hastanesinin 13.10.1986 tarihli rapor tarihine göre,bu tarihte beden çalışma gücünün en az 2/3 ünü kaybettirecek düzeyde maluliyetinin olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
2926 sayılı Yasa"nın 11., 12., 13. maddeleri 24.07.2003 tarihli 4956 sayılı Yasa"nın 56. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup 2926 sayılı Yasa"nın Ek 3. maddesinde 1479 sayılı Yasa"nın ikinci kısım, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci bölümde yer alan maddelerin tamamının 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılara da uygulanacağı bildirilmiştir.
1479 sayılı 28/1. maddesinde bu Kanunun uygulanmasında çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği tespit edilen sigortalının malul sayılacağı bildirilmiştir.
İkinci fıkranın başında yer alan "sigortalılığın başladığı tarihte" ibaresi 04.10.2000 tarihli 619 sayılı KHK"nin 16. maddesi ile "bu Kanuna tabi sigortalılığın başladığı tarihte" olarak değiştirilmiş, anılan Kararname Anayasa Mahkemesinin 26.10.2000 tarihli kararı ile iptal edilmiş, iptal hükmü 08.08.2001 tarihte yürürlüğe girdikten sonra 24.07.2003 tarihli 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 17. maddesi ile "bu Kanuna tabi sigortalılığın başladığı tarihte" ibaresi madde metnine aynen eklenmiştir.
Çeşitli yasalara tabi sigortalılık statülerinin bulunduğu hallerde sigortalılık süresinin başlangıç tarihi olarak, ilk defa hangi yasaya tabi olarak sigortalı çalışmaya başlandı ise o tarihin esas alınacağının belli olması karşısında, davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasa’nın 28. maddesinde yer alan “Bu kanuna tabi olarak sigortalılığın başladığı tarihte” ifadesinin, birden fazla sigortalı hizmet sürelerinin arasında ayrım yapılmaksızın ilk defa hangi yasaya tabi çalışmaya başlanmış ise o tarihin kabul edilmesinin, sosyal güvenliğin temel ilkelerine giderek 2829 sayılı Yasa’nın 1. maddesinde ifadesini bulan çeşitli sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak geçen hizmet süreleri birleştirilerek ilgilerin sosyal güvenliklerinin sağlanmasına yönelik amaca uygun düşeceği ortadadır.
Davacının ilk kez 506 sayılı Yasa kapsamında 16.07.1997 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başladığı gözetilerek bu tarihte 2/3 oranında malul olup olmadığı belirlenerek sonuca gitmek gerekirken sigortalılık başlangıç tarihinin 01.05.2003 tarihi olduğu kabul edilerek sonuca gidilmesi ayrıca ATK 3. İhtisas Kurulu raporunda davacının mahkemece ilk defa sigortalı olduğu kabul edilen 04.05.1998 tarihinde 2/3 oranında malul olup olmadığı konusunda bir inceleme ve belirleme yapılmadığı halde davacının 04.05.1998 tarihinde 2/3 oranında malul olmadığının kabulüyle sonuca gidilmiş olmasının kabul edilmesi isabetsizdir.
Yapılacak iş;yukarıda açıklandığı şekilde davacının ilk olarak sigortalı olduğu 16.07.1997 tarihindeki çalışma gücü kaybı oranının 2/3 olup olmadığı ve 2/3 oranındaki maluliyetinin hangi tarihte başladığını tesbit etmek için Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor almak ve davacının kararı temyiz etmediği de gözetilerek sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.