1. Ceza Dairesi 2011/4943 E. , 2012/8144 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 1 - 2011/146190
MAHKEMESİ : İnebolu Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 02/12/2010, 2010/28 (E) ve 2010/57 (K)
SUÇ : Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs
TÜRK MİLLETİ ADINA
1) 5320 sayılı Kanunun 13/1 ve ilgili yönetmeliğin 8/3 maddesi gereğince, baro tarafından atanan müdafiiye ödenen ücretin sanık Hasan"a yargılama gideri olarak yükletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz istemi bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2) Sanık Hasan hakkında maktul İlyas"ı kasten öldürme, mağdur Gülizar"ı kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde maktul İlyas"ı kasten öldürme suçunun niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması bozma nedenleri dışında inandırıcı gerekçeler ile reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ve müdafiinin eksik incelemeye, yasal savunma şartlarının varlığına, mağdur Gülizar"a yönelik eylemin sübut bulmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; maktul İlyas ile sanık Hasan"ın aynı köyde ikamet ettikleri, sanık Hasan"ın uzunca bir zamandır evinin su ihtiyaçlarını karşıladığı su deposunun üst kısmından maktul İlyas"ın da köy muhtarından izin alarak su almak istediği, olay tarihinden yaklaşık bir ay önce bu talebini sanık Hasan"a da ilettiği ancak sanık Hasan"ın bu duruma karşı çıkması üzerine taraflar arasında husumet oluştuğu, 25.03.2010 tarihinde maktul İlyas"ın yanında eşi mağdur Gülizar ile birlikte pazar yerinde sanık Hasan"a rastladıkları, aralarında bu nedenle tartışma çıktığı bu olay nedeniyle mağdur Gülizar hakkında sanık Hasan"ı yaralamaya teşebbüs ve hakaret suçlarından kamu davası açıldığı, olay tarihinden bir gün önce de köy cami önünde sanığın oğlu çocuk tanık Hasan"ı gören maktulün tanığı yanına çağırıp " ne olursa olsun yarın boruyu oraya gömeceğim" dediği, tanığında olayı iyilikle kapatalım dediği, aynı gün akşamüstü sanığın evine giden maktulün evde yalnız bulunan tanık Hasan"a "erkek olan varsa bana engel olsun, ben o suyu alacağım, bana bir şey yapacak insanın" diyerek sinkaflı küfürler ettiği ve evin önünden ayrıldığı, tanık Hasan"ın da, söz konusu olayları akşam babası sanığa anlattığı, olay tarihinde sabah saatlerinde de maktul İlyas"ın, yanında eşi mağdur Gülizar, tanıklar Mehmet, Asım ve Yakup olduğu halde katıra yüklediği su boruları ile birlikte köyün dışında bulunan su deposuna doğru hareket ettikleri, su deposuna yaklaştıkları sırada sanığın, saklandığı ağaç arkasından çıkarak çifte kırma av tüfeği ile maktule bir el ateş ettiği, maktulün kafasından ve boynundan aldığı av tüfeği saçma isabetlerine bağlı olarak hayatını kaybettiği, daha sonra elindeki av tüfeğini mağdura çevirdiği ancak mağdurun olay yerindeki tanık Mehmet"in arkasına geçerek saklandığı bunun üzerine sanığın her hangi bir şey söylemeden bulunduğu yerden ayrıldığı olayda;
A) Sanığın mağdur Gülizar"a yönelik eyleminin 5237 sayılı TCK.nun 106/2-a maddesinde düzenlenen silahlı tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması,
B) Maktulün, olay tarihinden bir gün önce, sanığın oğlu tanık Hasan"a, sanığı da kast ederek "erkek olan varsa bana engel olsun, ben o suyu alacağım, bana bir şey yapacak insanın" diyerek sinkaflı küfürler ettiğinin anlaşılması karşısında, kasten öldürme suçundan kurulan hükümde haksız tahrik nedeniyle TCK.nun 29. maddesi gereğince sanık hakkında indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi,
C ) Mağdur Gülizar hakkında, suç tarihinden önce sanık Hasan"ı yaralamaya teşebbüs ve hakaret ettiğinden bahisle Cide Sulh Ceza Mahkemesi"ne kamu davası açıldığı anlaşılmakla, sanık hakkında mağdur Gülizar"a yönelik eylemi nedeniyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına yönelik tartışmaya esas olmak üzere, dosyaların birleştirilmesi olanağının araştırılması, karar verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyanın getirtilip denetime imkan verecek şekilde dosya arasına konulması, kanıtların birlikte tartışılması, sonucuna göre değerlendirilme yapılması gerektiğinin düşünülmemesi,
D ) TCK.nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/l-c bendindeki "velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun" sadece sanıkların kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), bozma nedenine ve tutuklulukta geçen süreye göre sanık ve müdafiinin tahliye isteminin reddine, 12/11/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.