10. Hukuk Dairesi 2017/3566 E. , 2017/5950 K.
"İçtihat Metni"
... adına Av. ... ile 1-...Başkanlığı adına Av. ... 2-.... adına Av. ... 3-... 4-... 5-... 6-.... 7-... 8-... 9-... 10-... 11-... 12-... aralarındaki dava hakkında .... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinden verilen 16.3.2017 günlü ve 2015/115 E. 2017/145 K. sayılı hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1- Davalıların husumet durumunun (kat maliki olup olmadığının) tespiti için dava konusu Anıl Apartman’ına ait bağımsız bölümlerin ilk tesis tarihinden itibaren tedavülleriyle birlikte tapu kayıtlarının celp edilerek dosyaya konulmasına,
2-7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tüzüğü hükümleri tamamen şeklidir. Kanun ve Tüzüğün amacı, tebliğin muhatabına ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, kanun ve tüzük hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Kural olarak tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen son adresinde yapılır. Ancak tebliği alacak kişinin müracaatının bulunması, kabulü koşuluyla her yerde yapılabilir. (Teb.K.m.10) Tebligatı, tebliğ muhatabı adına almaya yetkili kimseler yasayla ayrıca belirtilmiştir. Bunlar; vekil, yasal temsilci, tüzel kişinin organları, kıta komutanları, amir ve memurlar, aynı çatı altında oturan aile bireyleri, hizmetçileri, daimi memurları vs. kimselerdir. Kendisine tebligat yapılacak kimse geçici olarak adresinde bulunmazsa tebligat kendisiyle birlikte oturan aile efradına yapılır.(Teb.K.m.16) Aile efradı kavramı geniş anlamda aileyi kapsamaktadır.(M.K.m.367) Buna göre, karı-koca, hısım ve evlatlık gibi birlikte oturan kimseler aile efradı sayılır. Buna sıhrî hısımlık da dâhildir. Bütün bunların yanında tebligatın geçerliliği için, tebliği alacak kişinin o aile ile birlikte oturmuş, orayı adres olarak seçmiş olması da zorunludur.
Yukarıda bahsedilen Yasal Mevzuat karşısında, Mahkemece, gerekçeli kararın tebligat parçasında kime yapıldığı belirsiz olan ...’a ve aynı çatı altında yaşayıp yaşamadıkları anlaşılamayan “abisi ...” imzasına tebliğ yapılan ... ve ...’a usulsüz olarak tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre, “gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesine göre mernis adresine tebligat, tebliğat yapılacak muhattabın adresinin elverişli olmaması ve tebliğat yapılmaması halinde, adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat yapılır.
Mahkemece, gecikmeye ve yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeksizin, yukarıdaki açıklamalar gözetilerek gıyabi hükmün davalılar ..., ... ve ..."a usulüne uygun tebliğ yapılarak takiben, temyiz süresi geçtikten ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.