3. Hukuk Dairesi 2014/8337 E. , 2014/17159 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SARUHANLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/01/2014
NUMARASI : 2013/267-2014/8
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada, .. Otomotivin sahibi olduğunu iddia eden davacının bilgisi ve onayı dışında sahte fatura ile kardeşi R.. C.. tarafından davalı M.. D.."e davaya konu traktörün satılması , davalı M.. D.."in ise traktörün satın alınması sırasında davalı bankadan kullandığı traktör kredisinin traktörün davacının sahibi olduğu .... Otomotivden alınması nedeniyle, kredi tutarının davacı hesabına yatırılması gerekirken davalı banka görevlilerinin hatalı işlemi nedeniyle, davalı M.. D.."e elden ödenmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini talep edilmiştir.
Davalı M.. D.. cevabında;traktörü 18.01 2008 tarihinde .. Otomotivden satın aldığını,davanın zamanaşımna uğradığını, .. Otomotivden satın aldığı aracın bedelini davacının kardeşi R.. C.."ye ödediğini ,olayda bir sorumlu varsa onunda davacının kardeşi R.. C.. olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur..
Davalı banka vekili cevabında; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini aksi takdirde davacının dava dışı kardeşi R.. C.."ye yapılan ödeme işleminden haberdar olduğunu bu ödemeye itiraz etmeyip, kabul ettiğini,davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesin savunmuştur.
Mahkemece; davanın sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacak davası olduğu kabul edilerek,davaya konu olayın 2008 yılında gerçekleştiği dava tarihi itibariyle zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu uyuşmazlık; davaya konu alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Bunun tespiti içinde öncelikle davaya konu alacağı doğuran hukuki sebebin doğru tespit edilmesi gerekmektedir.
Bir davada ileri sürülen olguları kanıtlamak taraflara, bu olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak uygulamak doğrudan hakime ait bir görevidir. (HUMK. 76.madde; HMK. 33.madde)
Somut olayda mahkemece; dava konusu alacağın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığı,davalının zamanaşımı definin süresinde ve yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bir hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir.Sebepsiz zenginleşme alacaklıya ikinci derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. HGK 13.06.2007 tarih, 2007/18-330 E. 2007/350 K.; 17.02.2010 tarih, 2010/13-93 E.; 2010/88 K.)
Her ne kadar mahkemece, davaya konu alacağın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığı sonucuna varılarak sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda zamanaşımı süresi değerlendirilerek hüküm tesis edilmiş ise de; davacının talebinin dayanağı davalı bankanın araç kredisi çeken davalı M.. D.."e ödememesi gereken parayı banka çalışanlarının hatalı işlemleri nedeniyle davalı M.. D.."e ödemesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin olup,olayda sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanması sözkonusu değildir.
Bu durumda;iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, banka personelinin usulsüz işlerinden doğan müşteri zararından yardımcı kişinin eylemi nedeniyle bankanın sorumluluğunun Borçlar Kanunu"nun 100.(TBK"nun 116) maddesi kapsamında kaldığı, buna göre davaya ilişkin olarak dava zamanaşımı süresinin Borçlar Kanunu"nun 125.(TBK"nun 146) maddesi gereğince 10 yıllık genel zamanaşımına tabi olup, yanılgılı gerekçeyle sebepsiz zenginleşmeye uygulanan zamanaşımı hükümlerinin uygulanmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi,doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.