3. Hukuk Dairesi 2014/7037 E. , 2014/17195 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ... Köyünde ... ada ... parselde kayıtlı bulunan fındık bahçesinde tarımsal fâaliyette bulunmak amacı ile Tarım İlçe Müdürlüğüne başvurduğunu, bu talebinin uygun görülmesi üzerine devlet destekli banka kredisine başvurarak 9.000 TL tutarlı kredi çektiğini, bu krediyi kullanmak suretiyle bahçesine boru hattı çektiğini, elektrik makineleri ve sulama araç gereçleri yaptırdığını, 15/06/2009 tarihinde tüm projeyi hazır hale getirdiğini, daha sonra davalı şirketten elektrik bağlanması için talepte bulunduğunu ve davalı şirketin isteği tüm proje ve taleplerini yerine getirdiğini, davalı şirketin davacı müvekkiline ait bütün açılış işlemlerini tamamladığını ancak müvekkilinin işyerine çekilmesi gereken 100 metrelik kabloyu çekmediğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı şirkete başvuruda bulunduğunu ancak olumlu bir cevap alamadığını, müvekkilinin elektriğinin halen davalı şirket tarafından bağlanmadığını, bu sebeple müvekkilinin tarımsal fâaliyetini yapamadığı gibi kredi alarak tarımsal fâaliyetinde sulama amacıyla kurdurduğu, sulama alt yapısının da bozulduğunu, halen sulama alt yapısı için aldığı devlet destekli kredisini de ödemekte olduğunu, müvekkilinin bundan ötürü zarara uğradığını ileri sürerek, yapmış olduğu sulama gideri masrafları olan 9.000 TL ile sulama yapılmaması nedeni ile uğradığı 10.000 TL maddî zararın dava tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hiçbir tesisin müvekkilinin takdir ettiği anda ve kendi bütçesinden değil yatırım programları kapsamında ve ilgili kamu kurumları tarafından ayrılan ödeneklerle yapıldığını, yatırım gerektiren durumlarda müvekkil şirket çalışanları tarafından durumun ilgililere aktarılarak tesisin yapılmasının yatırım programına bağlı olduğu bu nedenle zaman alacağı bildirilerek dilerlerse bekleyebilecekleri dilerlerse de enerji mevzuatının ilgili düzenlemeleri kapsamında eksiklikleri tamamlayabileceklerinin aktarıldığını, davacının durumu bilerek abone olduğunu ve yatırım dönemini beklediğini, zira müvekkili tarafından talebin listeye alındığını, trafo gücü yükseltilerek tesis kullanıma hazır hale getirildiğini, ticari amaçlı enerji kullanmak isteyen davacının enerji tesisi olmadığını bildiği halde kredi çekerek borçlanmış olmasının, kendi ticari tercihi olduğunu, müvekkilinin davacının zararına sebep olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 9.000 TL sulama gideri, 9.103,68 TL verim kaybı gideri olmak üzere toplam 18.103,68 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nun 266. ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hâkim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK"nun 278-279. maddelerine göre; bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında dosyadaki bilirkişi raporları değerlendirildiğinde; hükme esas alınan 20/02/2013 havale tarihli Ziraat Yüksek Mühendisinin düzenlediği raporda; her ne kadar sulama düzeni kurulması için alet ve ekipmanlara harcanan sulama gideri olarak dava tarihi itibariyle 9.330 TL bedel belirlenmiş ise de, söz konusu raporda, davaya konu fındık bahçesinde sulama düzen ve ekipmanlarının kurulu ve sulamaya hazır halde zeminde yer aldığı tespit edilmiştir. Buna göre, davaya konu fındık bahçesinde mevcut alet ve ekipmanlarda bir bozukluk olduğu yönünde herhangi bir belirleme olmamasına rağmen, mahkemece, sulama düzeni kurulması için alet ve ekipmanlara harcanan sulama gideri yönünden yazılı şekilde kabul kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.
Ayrıca; mahkemece yeniden yapılan keşif ve aynı bilirkişiden alınan 13/09/2013 tarihli raporda; raporun dayanağı olan somut ve özel nedenlerin bilimsel verilere uygun gösterilmediği, sadece dava konusu fındıklıkta oluşan verim kaybının hesaplandığı, davacının söz konusu fâaliyeti nedeniyle yapmış olduğu giderlerin neler olduğu ve dava konusu fındık ürününün kilogram fiyatının hangi veriler esas alınarak hesaplandığının açıklanmadığı anlaşılmakla, rapor hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli değildir.
Bunların yanında; Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin 6. maddesinde; "Gerçek veya tüzel kişilerin, dağıtım sistemine bağlantı talebinin dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde karşılanması ve bağlantı anlaşması yaparak hizmet verilmesi esastır. Bağlantı için yapılan başvuru, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından, dağıtım sisteminin mevcut durumu çerçevesinde genişleme yatırımı veya yeni yatırımın gerekli olması hususları da dikkate alınarak değerlendirilir."" hükmü yer almakta olup, dava konusu fındıklıkta henüz elektrik dağıtım hattı olmadan dava konusu sulama tesisini, kredi çekmek suretiyle, kuran davacı açısından, gerekli önlem ve tedbirleri alıp almadığı hakkında bir araştırma yapılmaması ve bu nedenle müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında bir değerlendirilmenin mahkemece yapılmamış olması doğru görülmemiştir.
Hâl böyle olunca; mahkemece, dosyanın önceki bilirkişi dışında, konusunda uzman bir bilirkişi veya kuruluna tevdii ile, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınmak suretiyle ve davacının müterafik kusuru hakkında bir değerlendirme yapılarak, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.