10. Hukuk Dairesi 2016/12419 E. , 2017/6002 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, kesilen maluliyet aylığının yeniden bağlanarak Mart 2011 tarihinden itibaren ödemeyen aylıkların yasal faiziyle tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
... ... Hastanesi"nin 01.10.1999 tarihli sağlık kurulu raporunda; davacının, bir buçuk yıldan beri kronik böbrek yetmezliği nedeniyle haftada üç gün diyalize girdiği ve 506 sayılı Yasanın 34. maddesi uyarınca 01.01.1999 tarihinden itibaren çalışamaz durumda olduğunun belirtilmesi üzerine, 01.11.1999 tarihinden itibaren davacıya maluliyet aylığı bağlanıp, aylığın durdurulduğu Mart 2011 tarihine kadar kendisine ödeme yapılmıştır.
Aynı sağlık kurulu tarafından düzenlenen 01.10.2000 tarihli kontrol muayene raporunda da; kronik böbrek yetmezliğine ilişkin tanı tekrarlanarak; 506 sayılı Yasanın 53. maddesine göre çalışamaz durumda bulunduğu belirtilmiştir. Devam eden süreçte ve 11.03.2009 tarihinde davacıya böbrek transplantasyonu yapılmış ve sonrasında düzenlenen Sağlık Bakanlığı ... Araştırma Hastanesi"nin 11.03.2011 tarihli sağlık kurulu raporunda; davacının böbrek nakli nedeniyle %70 oranında iş gücü kaybının bulunduğunun belirtilmesi üzerine de Kurumca 06.04.2011 tarihli kararla %60 oranında çalışma gücü kaybının bulunmadığı sonucuna varılmış ve itiraz üzerine Yüksek Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 17.02.2012 tarihli raporda 2/3 oranında çalışma gücü kaybının bulunmadığına, 20.04.2012 tarihli raporla da %60 oranında çalışma gücünün kaybedilmediğine karar verilmesi üzerine, aylığın önce durdurulup sonra da kesilmesi nedeniyle temyize konu eldeki dava açılmıştır.
506 sayılı Yasanın 53. maddesine göre “Kurum hastanelerince düzenlenecek usulüne uygun Sağlık Kurulu raporları ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3’ünü yitirdiği ya da 34. madde gereğince yapılan tedavi sonunda kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca düzenlenecek usulüne uygun
rapor ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3’ünü yitirdiği, ... kurumca tespit edilen sigortalı malullük sigortası bakımından malul sayılır.” Anılan Yasanın 109. maddesinde ise, “Sigortalıların sürekli iş göremezlik malullük ve erken yaşlanma hallerinin tespitinde, Kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlarda belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanacağı” hükmüne yer verilmiştir. Hükme dayanak kılınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun Nisan 2014 tarihli raporunda; beden çalışma gücünün en az 2/3 oranında kaybedilip kaybedilmediği yönünde herhangi bir inceleme yapılmaksızın sadece 01.09.2013 tarihli yönetmelik esas alınarak çalışma gücünün %60 oranında kaybedildiği ve maluliyet başlangıç tarihinin transplantasyon tarihi olan 11.03.2009 tarihi olduğu belirtilmiş, çelişki nedeniyle Adli Tıp Genel Kurulu"ndan alınan Mart 2015 tarihli raporda ise 3. İhtisas Dairesi"nin rapor içeriği aynen teyit edilmiştir. Mahkemece, Adli Tıp raporlarına göre çalışma gücünün %60 oranında kaybedildiği ve aylık kesme işleminin yerinde olmadığı belirtilerek, aylıkların kesildiği tarihten yeniden bağlanmasına ve Mart 2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle ödenmesine biçiminde hüküm tesis edilmiştir.
Mahkemece, çelişkiyi giderecek biçimde ve 01.11.1999 tarihi sonrasındaki tüm yönetmelikler irdelenerek bu konuda Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınmak suretiyle ve sigortalının çalışma güç kaybı oranı ve başlangıcı kesin biçimde belirlenip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Öte yandan, alınacak Adli Tıp Genel Kurulu raporunda 2/3 oranında çalışma gücünün yitirilmediğinin veya çalışma gücü kaybı oranının %66,6’dan daha düşük olduğunun belirtilmesi halinde; mahkemece, 5510 Sayılı Yasanın 25 ve 26. maddeleri çerçevesinde değerlendirme yapılması gereği gözden uzak tutulmamalıdır. Gerçekten de; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un 25’inci maddesi ile tüm sigortalılar dolayısıyla 506 sayılı Kanun kapsamında ... (4/a) sigortalıları açısından da “malul sayılma” şartları yeniden düzenlenmiştir. Bu kapsamda; 4/a ve 4/b’li sigortalılar için “...çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybettiği...” Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu Kurumun Sağlık Kurulunca tespit edilenlerin malul sayılacağı belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un 26’ncı maddesinde ise; “Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;
a) 25 inci maddeye göre malûl sayılması,
b) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması, halinde malûllük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil,
prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.” hükmü getirilerek, “malullük aylığı” bağlanma şartları düzenlenmiştir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan biçimde araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
O hâlde; davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 20.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.