Davacı, davalı işveren nezdinde sigortalılık başlangıç tarihinin l.l0.1986 olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava davacının sigorta başlangıcının 01.10.1986 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının sigorta başlangıcının 01.10.1986 tarihi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davacıya ait 01.10.1986 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı Kuruma süresi içerisinde verildiğine dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının İ.Ü.Kampüsü Çamaşırhanesi unvanlı (189164201) sigorta sicil nolu işyerinde 01.10.1986 tarihinde işe başladığına dair işe giriş bildirgesi Kuruma verildiği, davacıya ait (14975112) sayılı sigorta hizmet cetvelinde de davacının işe giriş bildirgesinin verildiği işyerinden her hangi bir çalışması bildirilmediği, işyeri T. A. Ltd Şti adına 01.08.1986 tarihi itibariyle 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, 07.03.1988 tarihinde Yasa kapsamından çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
Gerçekten; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen
sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten işe giriş bildirgesinin verildiği iş yerine ait 1986/3 dönem bordroları dosyada bulunmadığı için, ifadesi hükme dayanak alınan tanıkların davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan, kayıtlara geçmiş kişilerden olup olmadığı anlaşılamamaktadır, ayrıca iş yerinin bir kamu kurumu olan İ.Ü. Kampüsü çamaşırhanesi inşaatı işi olması nedeni ile sözkonusu inşaatı ihale ile üstlenen şirket tespit edilmeden, Üniversite Rektörlüğünce yapılan arşiv araştırması sonnucu inşaat ile ilgili belgeye rastlanılmadığı yönündeki cevabı dikkate alınarak komşu iş yeri bulunmadığı sonucuna varılarak bordro tanığı ya da komşu iş yeri tanığı olup olmadığı anlaşılamayan tanık anlatımına dayalı verilen karar doğru değildir.
Öte yandan, 506 sayılı Yasa’nın 60/G maddesinde 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına tabi olanların sigortalılık süresinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceğinin, ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin prim ödeme gün sayılarının hesaplarına dahil edileceği bildirilmiştir. 10.11.1960 tarihinde doğan davacının işe giriş bildirgesinin 01.10.1986 tarihinde verildiği ve bu tarihte 16 yaşında olduğundan bildirge tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü de mümkün değildir.
Yapılacak iş, davacının çalıştığını iddia ettiği iş yerinden geçen ve Kuruma bildirilmeyen 01.10.1986 tarihindeki bir günlük süre yönünden uyuşmazlık konusu dönemde Kuruma verilmiş dönem bordroları varsa kurumdan istenip dönem bordrolarında çalışmaları görülen tanıkların beyanlarına başvurmak, dönem bordrolarının bulunmaması yada bordro tanıklarının adreslerinin tespit edilemediği ya da beyanları ile yetinilmediği takdirde, İ.Ü. Rektörlüğünden 1986 yılında yapılan Üniversite Çamaşırhane inşaatı ile ilgili ihalenin kime verildiği tespit edilip ilgili belgeliri istemek, ayrıca komşu iş yerlerini sormak, ayrıca Kurumdan bilgi alınarak veya Emniyet yoluyla yaptırılacak araştırma sonucu iş yerine komşu veya yakın işyerlerinden belirlenen çalışanların ve işyeri sahiplerinin beyanlarına başvurmak, tüm deliller birlikte değerlendirilerek 506 sayılı Yasanın 60/G maddesi dikkate alınarak sonucuna göre karar vermektir
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.