3. Hukuk Dairesi 2014/8380 E. , 2014/17228 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; kardeş olan taraflar arasında önce küçükbaş hayvan yetiştirilip satılması hususunda adi ortaklık kurulduğunu, tarafların 2009 yılında tüm koyunları satıp, 14 adet büyükbaş hayvan satın aldıklarını, hayvanların yavrulayıp 21 adet olduklarını, davalının bir inek ve bir tosunu kendi başına sattığını ancak müvekkiline payına düşen parayı vermediğini, müvekkilinin bu olaydan dolayı davalıyla ortaklığı bitirmek istediğini belirterek; hesaplanacak gelirin müvekkilinin payına düşen kısım ile yargılama sırasında doğacak büyükbaş hayvanların bedelinden müvekkiline payına düşecek kısmının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacıyla birlikte 14 adet büyükbaş hayvan aldıklarını, bir yıl sonra hayvanları satışa çıkardıklarını, davacının, Ziraat Bankasının verdiği faizsiz destek kredisini bana ver, hayvanlar senin olsun dediğini, bu teklifi kabul ettiğini, destek kredisi olarak verilen 40.000,00 TL krediyi davacının aldığını, karşılığında payına düşen hayvanları kendisine sattığını, davacıyla aralarındaki adi ortaklık ilişkisinin bu şekilde son bulduğunu, krediyi tek başına kendisinin ödediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiş, yazılı satış sözleşmesini dosyaya ibraz etmiştir.
Mahkemece; tarafların önce küçükbaş hayvan ortaklığı yaptıkları, küçükbaş hayvanları sattıktan sonra büyükbaş hayvan satın aldıkları, dava tarihi itibariyle ortaklıkta 21 adet büyükbaş hayvan bulunduğu, satılan 1 adet tosunun satış bedelini davacının aldığı, 1 adet büyükbaş hayvanın davacının yedieminliği sırasında öldüğü, 21 adet büyükbaş hayvanın dava tarihi itibari ile toplam değerinin 61.750,00 TL olduğu, satılan ve ölen büyükbaş hayvanların değeri düşüldükten sonra geriye 53.250,00 TL kaldığı belirtilerek; davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, 53.250,00 TL"nin yarısı olan 26.625,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kardeş olan taraflar arasında büyükbaş hayvan besleyip, satılması ve elde edilen karın paylaşılması konusunda kurulan adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; adi ortaklığın dava tarihi itibariyle devam edip etmediği husunda toplanmaktadır.
Somut olayda; davacı, davalı ile aralarında adi ortaklık bulunduğunu iddia ederek, ortaklık gereğince payına düşen kar payını talep etmiş, davalı; devletin verdiği krediyi davacının aldığını, karşılığında büyükbaş hayvanlarını kendisine sattığını, aralarındaki adi ortaklığın bu şekilde son bulduğunu savunmuş ve savunmasını ispat için aralarında akdedilen yazılı satış sözleşmesini ibraz etmiştir.
Türk Medeni Kanunu"nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. (HMK m.190)
Kural olarak; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değeri kanunda öngörülen sınırı geçtiği takdirde senetle ispatlanması gerekir. (HMK m. 200/1; HUMK m. 288) Hukuki işlemin miktar ve değerinin HMK m. 200/1"deki sınırı geçip geçmediği, hukuki işlemin yapıldığı zamanki durumuna göre belirlenir.
Somut olayda, davalı aralarındaki ortaklık ilişkisinin sona erdiğini iddia edip, iddiasını ispat için yazılı satış sözleşmesi sunduğuna göre, ortaklık ilişkisinin devam ettiğini bunu ileri süren davacının ispatlaması gerekir.
Davacı, davalının sunduğu satış sözleşmesinin ardından ortaklığın devam ettiğini yazılı delillerle kanıtlayamamıştır. Bununla birlikte davacı, delil listesinde "yemin" deliline dayanmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, davacıya iddiasını ispat için davalıya yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, hasıl olacak, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.