Davacı,31.12.2006 tarihinden itibaren malullük aylığı bağlanmasına,aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacının maluliyet aylığını kesen Kurum işleminin iptaliyle, 01.06.2003 tarihinden 31.12.2006 tarihine kadar maluliyet aylığı ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş ise de, varılan bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden davacının 1.4.1973 tarihinde ilk kez 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı çalışmaya başladığı, 9.10.2001 tarihli aylık tahsisi talebi üzerine Kurumca aldırılan SSK Kartal Hastanesinin 25.10.2001 tarih ve 2149 sayılı Sağlık Kurulu raporuna isitinaden 15.11.2001 tarihinde malullük aylığı bağlandığı, anılan sağlık kurulu raporunda 20.5.2003 tarihinde kontrol kaydının bulunması nedeniyle davacının aynı hastaneden aldırılan 29.5.2003 gün ve 1035 sayılı Sağlık Kurulu raporunda “larenks opere-parsiyel larenjektomi” bulgularıyla 53/b maddesine göre halen çalışabilir durumda değil, B.M.D ve K.K nın olmadığı, 2.10.2003 gün ve 1875 sayılı Sağlık Kurulu raporunda da; “larenks ca iyi Diferansiyel (yassı epital hücreli ca) kalıcı trakeostomili yok” bulgularının saptandığı, SSK Maluliyet Dairesi Başkanlığınca 25.12.2003 tarihinde, alınan son raporlara göre davacının 2/3 oranında malul kalmadığına karar verildiği, davacının itirazı üzerine; alınan 19.9.2006 tarih ve 11/967 sayılı SSK Yüksek Sağlık Kurulu raporunda sigortalının çalışma gücünün 2/3 ünün kaybolmadığının belirtilmesi üzerine Kurumca 31.3.2004 gün ve 249801 sayılı işlemle, sigortalının çalışma gücünün 2/3 ünü kaybetmediğinden aylığın 1.6.2003 tarihinden itibaren kesildiği, 22.5.2003-31.5.2003 tarihleri arası birikmiş geliri almak üzere 22.4.2004 tarihinde bankaya müracaatının istendiği, davacıya 1.1.2007 tarihinden itibaren askerlik borçlanmasıyla birlikte yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda uyuşmazlık davacının 506 sayılı Yasa’ya göre maluliyet aylığı almaya hak kazanıp kazanmadığı noktasında çıkmaktadır. 506 sayılı Yasa’nın 53/A maddesinde maluliyetin oranı, 53/B maddesinde maluliyetin başlangıç zamanı ve 54. maddesinde maluliyet aylığı almaya hak kazanabilmek için gerekli şartlar, 55 ve 56. maddelerinde maluliyet aylığının başlangıcıyla hesaplanma şekli belirtildikten sonra, sigortalının kontrol muayenesini düzenleyen 57 maddesinde; “malullük aylığı bağlandıktan sonra sigortalı her zaman başka birinin sürekli bakımına muhtaç duruma girdiğini ileri sürerek malullük aylığının artırılmasını istiyebilir. Malullük aylığı bağlanan sigortalıları Kurum da her zaman kontrol muayenesine tabi tutabilir” hükmü getirilmiştir.
Yasaların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da, yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyecekleridir. Ancak devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda yasaların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur.
Bu açıklamalar karşısında 506 sayılı Yasa"nın 53/b.maddesinde yapılan değişikliğin davalı yönündende uygulanacağının kabulü gerekir.
Gerçekten davacıya maluliyet aylığı bağlanmasını gerektiren SSK Kartal Hastanesinin 25.10.2001 tarih ve 2149 sayılı Sağlık Kurulu raporunda 20.5.2003 tarihinde kontrol kaydının bulunması nedeniyle Kurumca 57/2. maddeye göre davacının kontrole tabi tutularak ve buna bağlı olarak maluliyet oranının değişmesi nedeniyle maluliyet aylığının kesilmesine karar verilmesi uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık maluliyet oranının davacı aleyhine değişmesi ve davacı tarafından itiraz edilmesine rağmen maluliyet tespitinin prosedüre uygun olarak yapılmadan talebin kabulüne karar verilmiş olmasındadır.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Mahkemece yukarıda açıklanan bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan ve yasal prosedüre uygun maluliyet araştırması yapılmadan, 506 sayılı Yasanın 53/b maddesindeki değişikliğin 6.8.2003 tarihinde yürürlüğe girdiği ve davacının ise daha önceden maluliyet aylığı almaya başlaması nedeniyle, maluliyet oranına ilişkin bu değişikliğin davacının kazanılmış haklarını ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.