20. Hukuk Dairesi 2015/9919 E. , 2016/9541 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar kadastro mahkemesine ibraz ettikleri 19/03/2014 havale tarihli dilekçe ile; ... ilçesi, ... köyü 25 parsel sayılı taşınmazın 1954 yılında 5543 sayılı İskan Kanunu hükümlerine göre muris ..."ye tahsis edilerek adına tapuya tescil edildiğini, Orman Yönetimi tarafından tapu iptal tescil davası açıldığı ve ... Tapulama Mahkemesinin kararı ile taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun tespit edilerek davanın reddedildiğini ve kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda 1954 yılında kadastro çalışmasının yapıldığını ve tapuladığını, 3402 sayılı Kadastro Kanunun 22"nci maddesi gereğince ikinci kez kadastro çalışmasının yapılmasının mümkün olmadığını, taşınmazın ezelden beri tarımsal maksatla kullanıldığını, ... Orman İşletme Müdürlüğünün 28/02/2014 tarih ve 24 sayılı yazısının tebliği üzerine taşınmazın orman sınırlarında kaldığını öğrendiklerini, orman kadastro çalışmasının uyuşmazlığa konu taşınmazın bulunduğu ... köyünde ilan edilmediğinden kanunda belirtilen sürenin işletilmesinden söz edilmesinin mümkün olmadığını, muris ... adına kayıtlı taşınmazın 2000 yılında orman tahdit sırını içerisine alınmasına ilişkin orman tahdit tutanaklarının iptali ile taşınmazın orman sınırı dışına çıkartılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Kadastro mahkemesince 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı kaldı ki askı ilanı hukuka uygun olarak yapılmamış olsa dahi usulüne uygun ilan yapılmadan kadastro tutanaklarının kesinleşmeyeceği, bu hususun gerek 6831 sayılı Kanunun 7 ve devamı maddelerinde gerekse 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4 ve devamı maddelerinde belirtildiği, usulüne uygun olarak yapılan bir askı ilanının olmaması durumunda kadastro çalışmalarının usulüne uygun olarak tamamlandığından söz edilemeyeceği anlaşılacağından ve 3402 sayılı Kadastro Kanunun 26. maddesinin son bendine göre kadastro mahkemesinin yetkisinin her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başladığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Kararın kesinleşmesi sonrasında dava asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, mahkemece, dava konusu taşınmazın mülki hududu her ne kadar ... köyü sınırlarında kalsa da orman kadastro çalışmaları kapsamında ... (...) sınırı içerisinde kaldığı, ... köyü orman kadastro çalışmalarının usulüne uygun yapıldığı, yapılan kadastro çalışmalarına itiraz için düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
... köyünde orman kadastro çalışmaları yapılmamıştır.
... ili, ... ilçesi, ... köyünde 1998 yılında orman kadastrosuna başlanmış, 10/02/2000 tarihinde .. köyünde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın mülki hududu her ne kadar ... köyü sınırlarında kalsa da orman kadastro çalışmaları kapsamında ... (...) sınırı içerisinde kaldığı, .. köyü orman kadastro çalışmalarının usulüne uygun yapıldığı, yapılan kadastro çalışmalarına itiraz için düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu kabulü yerinde değildir. Davacılar orman kadastro çalışmasının uyuşmazlığa konu taşınmazın bulunduğu ... köyünde ilan edilmediğinden kanunda belirtilen sürenin işletilmesinden söz edilmesinin mümkün olmadığı iddiasıyla taşınmazın 2000 yılında orman tahdit sınırı içerisine alınmasına ilişkin orman tahdit tutanaklarının iptali ile taşınmazın orman sınırı dışına çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda mahkeme; HMK"nın 26. maddesi gereğince iddia ve savunma çerçevesinde bir karar vermekle yükümlüdür.
... ili, ... ilçesi,... köyü, mülkî sınırları içerisinde bulunan ormanların 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesi uygulama çalışmaları yapmak üzere 7 Nolu Komisyon görevlendirilmiş, 02/09/1998 tarihinde taşınmazın bulunduğu ... köyünde ilân edilerek 21/09/1998 tarihinde işe başlamış, 23.10.1998 tarihinde sonuçlandırma tutanağı ile çalışmalar bitirilip 10.02.2000 tarihinde ... köyünde ilân edilerek kesinleştirilmiştir. Çekişmeli 25 sayılı parsel ... köyü mülki sınırları içinde olup, işe başlama ilânı 6831 sayılı Orman Kanun"unun 8. maddesi gereğince 02.09.1998 tarihinde ... köyünde ilân edilmiş, ancak; sınırlaması bitirilen kadastro tutanak ve haritaları 6831 sayılı Kanunun 10. maddesi ve 6831 sayılı Kanuna göre Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkında Yönetmelik"in 69. maddesi gereğince, ilgili köy ve beldelerde ilân edilmesi gerekirken ve çalışmalar sırasında 1227 sayılı parselin ... Köyü sınırları içerisinde kaldığı tutanaklarda da belirtilmesine rağmen, taşınmazın bulunduğu ... Köyünde ilân edilmemiştir.
O halde; ... köyünde kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığı, ... köyünde yapılan orman kadastrosu sonuçları da ... köyünde ilân edilmediğinden, kesinleşmiş orman kadastrosundan söz edilemez. Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 27/10/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.