Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9887
Karar No: 2016/9551
Karar Tarihi: 27.10.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/9887 Esas 2016/9551 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/9887 E.  ,  2016/9551 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında ... ilçesi, ... köyü 409 ada 47 nolu parsel sayılı taşınmaz, belgesizden, çayır niteliği ile davalılar adına tespit edilmiştir.
    Davacı, çekişmeli taşınmazı, babasının, davalıların murisinden 1976 yılında köy senedi ile satın aldığını, babasının ölümü ile kardeşler arasında yapılan rızai taksim de bu çayırın kendisine isabet ettiğini ve 33 seneden beri kullanmakta olduğunu ileri sürerek tespitin iptali ile taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Orman Yönetimi 25/01/2011 havale tarihli dilekçe ile; taşınmaz orman özelliği ve bütünlüğü taşıdığından orman olarak tapuya tesciline karar verilmesi talebiyle davaya müdahil olmuştur.
    Mahkemece, müdahil davacı ... Yönetiminin davasının kabulüne, davacının itirazının reddi ile dava konusu taşınmazın davalılar adına yapılan kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapu kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanuna göre yapılıp 09/02/2009 - 11/03/2009 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu vardır.
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırı olduğu gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulamada hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan orman bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda; tarihi belirtilmeyen hava fotoğrafında dava konusu taşınmazın ormanlık alan niteliğinde olduğu, tarih belirtilmeyen memleket haritasında ise orman içi açıklık konumunda olduğu belirtilmiş, rapor ekinde taşınmazın hava fotoğrafındaki konumu gösterilmemiş, orman bilirkişi raporunda taşınmazın eğimi %55-60 olarak belirtilmiş ise de zirai bilirkişi raporunda yer alan taşınmaza ait fotoğrafta alanın düz - düze yakın olduğu görülmüştür. Bu haliyle dosya kapsamı dava konusu edilen taşınmazın niteliği ve öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığını belirleme noktasında yeterli değildir. Ayrıca, dava konusu taşınmaza komşu 409 ada 27 sayılı parselin, kadastro tespit tutanak örneği ve bu parsele uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile birlikte getirilmemiştir. Eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Bu sebeplerle, dava konusu taşınmaza komşu 409 ada 27 sayılı parselin kadastro tespit tutanak örneği ve bu parsele uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile birlikte getirilmeli, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait (1980-1990-2000’lı yıllara ait) hava fotoğrafları ile bu hava fotoğraflarından üretilmiş memleket haritaları ilgili yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, yerel ve tespit bilirkişileri eşliğinde yeniden yapılacak keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, bu belgelerde taşınmazın ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapıları, bitki örtüsü ve çevreleri incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ve hava fotoğraflama stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu inceleme yapılarak taşınmazın niteliği ile bitki örtüsü ve kullanım durumunu açıklayıcı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazın miktarı ve konumuna göre 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı niteliğinde olup olmadıkları saptanmalı, orman içi açıklıklarının zilyetlikle kazanılamayacağı gözetilmeli; taşınmazın zilyetlikle kazanılacak kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı yönünden ziraatçı bilirkişiden rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, (murisler) yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/10/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi