14. Ceza Dairesi 2015/6686 E. , 2015/11048 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (iki kez) ve diğer atılı suçtan mahkûmiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hükümden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 2. bölümünde yer alan TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili kısmın çıkartılarak yerine “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı da nazara alınmak kaydıyla sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasına,” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Tüm dosya kapsamına göre, olay günü icra müdürü olan ..., alacaklı vekilini temsilen Stajyer Avukat ... ve alacaklı şirketi temsilen ... ..."ın sanığa ait traktörü haczetmek için ... köyünde bulunan evine geldikleri, sanığın kardeşi ..."nın ağabeyinin evde olmaması nedeniyle o gelene kadar traktörü haczettirmeyeceğini belirtmesi üzerine müştekilerin haciz işlemine refakat etmesi için jandarmaya haber verdikleri, bir süre sonra olayı duyan sanık Kamil"in hakkında beraat kararı verilen ... ile birlikte olay yerine gelerek müştekilere ait aracın çıkmasına engel olacak şekilde geldikleri aracı yola park ettikleri, araçtan inen sanık ..."in üzerinde taşıdığı kuru sıkı tabancayı çıkartıp müştekiler ... ve ..."e doğrultarak manevra yaptıktan sonra diğer müşteki ..."nın kenara çekilmesini söylediği, bir taraftan icra dosyası içerisinde alacağa konu çeki ararken diğer taraftan da silah doğrulttuğu müştekilerin hemen arkada bulunan depoya doğru gitmelerini istediği, çekin dosya içerisinde bulunmadığını görmesi üzerine müştekilere jandarmayı arayıp aramadıklarını sorduğu, müştekilerin jandarmaya haber verdiklerini öğrenmesiyle olay yerinden ayrılmalarına izin verdiği, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan açılan kamu davası sonunda yerel mahkemece sanığın atılı suçtan her bir mağdur için ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Burada çözümlenmesi gereken hukuki problem, sanığın her iki müştekiye birden aynı anda silah doğrultmak suretiyle hürriyetlerinden yoksun kılma eylemi neticesinde sanık hakkında her bir mağdur için ayrı ayrı mı ceza verileceği, yoksa tek bir ceza üzerinden zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle cezasında arttırım mı uygulanacağı hususudur.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ""Zincirleme suç"" kenar başlıklı 43"üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre; ""Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.""
Anılan fıkranın gerekçesinde; ""Maddenin ikinci fıkrasında, bir fiille birden fazla kişiye karşı işlenen suçlardan dolayı sorumlulukla ilgili bir içtima hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümle, uygulamamızda karşılaşılan tereddütlerin önüne geçilmek amaçlanmıştır. Örneğin bir sözle birden fazla kişiye sövülmüş olması durumunda, her bir mağdur bakımından ayrı sövme suçları değil, bir sövme suçu oluşur. Ancak, bu durumda suçun cezası birinci fıkrada belirtilen oranda arttırılır."" ifadelerine yer verilmiştir.
5237 sayılı TCK"nın 43/2. maddesindeki düzenlemeyle aynı neviden fikri içtima kurumuna yer verilmiş bulunmaktadır. Bir fiille aynı suçun birden fazla kişiye karşı işlenmiş olması doktrinde aynı neviden fikrî içtima olarak adlandırılmaktadır. Aynı neviden fikrî içtimada; tek bir fiil bulunacak ve bu tek fiille aynı suçun birden fazla kişiye karşı işlenmiş olması gerekecektir. Aynı neviden fikri içtimada, aynı fiille aynı suçun farklı kişilere karşı aynı anda işlenmesi gerekmektedir.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu bir kimsenin hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakılmasıyla oluşmaktadır.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olayımıza göre, traktörünün haczedilmesi işlemine sinirlenen sanığın belinde taşıdığı silahı çıkartıp her iki mağdura birden aynı anda doğrultmak suretiyle tek bir fiille onları bir yere gitme hürriyetlerinden yoksun bıraktığı anlaşıldığından, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan tek bir ceza verilerek bu ceza üzerinden zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle arttırım yapılması gerekirken, yazılı şekilde her bir mağdur için ayrı ayrı cezaya hükmolunması,
Ayrıca,
Hükümden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.