MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen alacak (sebepsiz zenginleşme) davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili gelmedi. Davalı mirasçısının 15.12.2014 havale tarihli dilekçesiyle davalının 16.03.2014 tarihinde vefat ettiğini bildirdiği görüldü. ... .Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/5 sayılı dosyasıyla terekenin resmi defterinin tutulması davasının beklenilmesini talep ettiği görüldü. Aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av.... geldi. Gelen vekilden soruldu: Davacı vekili biz dosyayı temyiz etmemiştik, bu nedenle mirasçılar gelmediğine göre tebligat yaptırmayacağız, dosya üzerinden karar verilsin dedi. Dosyanın evrak üzerinden incelenmesine karar verildi. Evrak üzerinden temyiz incelemesi yapılmak üzere saat 14.00"e bırakılması uygun görüldü.
Belirli gün ve saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:


Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; davalının, dava dışı kooperatif ile yapalın Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin tarafı ve inşaat yapılacak taşınmazın hissedarı olduğunu; davalının (dava dışı) oğlunun ise, bu inşaatın müteahhit firmasının (Lot İnşaat) yetkilisi ve sahibi bulunduğunu; davacının, davalıdan olan alacakları için oğlu... ... İnşaat adına borçtan kurtulma taahhüdü ile (toplam 792.000 USD bedelli) davacıyı kooperatif üyesi yaptığını (9 adet işyeri üyeliği) ve kooperatife olan borçların taahhüt edildiği gibi, dava dışı ... tarafından ödenmemesi üzerine taahhütler karşılıksız kalıp, davacının üyelikten çıkarıldığını; bunun üzerine, davalı ile davacı arasında 14.07.2001 tarihli sözleşme ile davalının, davacıya 792.000 USD borçlu olduğunu kabul ederek, hissedarı olduğu taşınmazda kooperatifin yapacağı inşaatta alacağını da davacıya temlik ederek 6 adet 68 m² işyerini davacıya sattığını; taşınmazın tamamlanmaması ve davalının peşin aldığı 792.000 Doların, iade edilmemesi sebebiyle, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; iddiaların çelişkili ve gerçek dışı olduğunu, alacaklı olduğu ileri sürülen bedelin hem satış bedeli olarak peşin ödendiğini söyleyip, hem daha önce davalının borçlu olduğu döneme kaydırmasının hukuken mümkün olmadığını; sözleşmenin hiçbir zaman hayata geçirilmediğini, iddiaların davalıya karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; geçersiz taşınmaz satış sözleşmesine göre ödenen paranın iadesi gerektiği gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili süresinde temyiz etmektedir.
6100 sayılı HMK.nun 55.maddesi uyarınca; "Taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir”. Bu hüküm, mirasçıların mal varlığını etkileyen davalarda dikkate alınmalıdır. Zira, mirasçılara intikal etmeyen, tarafın ölümü ile konusuz kalan davalarda gerek bulunmamaktadır.
Dava devam ederken, taraflardan birinin ölmesi halinde; TMK.nun 28/,I maddesi uyarınca ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu durumda, mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.
Davalı mirasçısının karar tarihinden (28.11.2013) sonra dosyaya ibraz ettiği 15.12.2014 tarihli dilekçesi ve davacı vekilinin daha sonra ibraz ettiği veraset ilamına göre davalının 16.03.2014 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Davalı mirasçılarının malvarlığının bu dava nedeniyle etkileneceği de bir gerçektir.
Açıklanan bu hususlar gözetilerek, davalının tüm mirasçılarına yöntemince dava dilekçesinin tebliği yapılarak anılan usul hükümleri dikkate alınarak, mirası reddetmeyen mecburi dava arkadaşlarının davada yer alması sağlanmalı ve HMK 77/1 md. uyarınca mirasçıların vekaletname sunması için süre verilmesi gerekir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.