3. Hukuk Dairesi 2014/20836 E. , 2014/17317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAKARYA 4.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2012/387-2013/284
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki adi ortaklığın protokol hükümlerine göre karşılıklı edimlerin yerine getirilmek suretiyle sonlandırıldığını, özel mutabakat gereği davacının davalıya olan borcunun iki adet çek veya senet ile ödenmesinin kararlaştırıldığını, ödemenin yapıldığını, açılan icra takibinin haksız olduğunu, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile Sakarya 3.İcra Müdürlüğünün 2012/8883 Esas sayılı icra takibinin iptaline ve davalının %40 dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dosyaya sunulan senet asıllarının kendilerine hiçbir zaman teslim edilmediğini, bu sebeple senetlerde teslimin sıkı şekil şartlarına tabi olduğunu, senetlerin ödeme nedeniyle iade edildiğini kabul etmediklerini, senetlerin davalıya teslim edilmediğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 05/08/2006 tarihli mutabakat protokolüne göre davacının devretmesi gereken taşınmazları ve araçları davalıya devrettiği protokolün bu yönüyle kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirdiğini, davacının davalıya 25.000 TL"lik 15/09/2006 ve 31/12/2006 tarihli iki ayrı ödemesi için protokole göre çek veya senet verileceğinin kararlaştırıldığı ve sunulan senet asıllarına göre borçlusu davacı olan 15/09/2006 ve 31/12/2006 tarihli ve 25.000 TL bedelli olarak düzenlenen senetlerin davalı emrine olarak yazıldığını ve kambiyo senedi vasfında olan emre yazılı senetlerin aslını elinde bulunduran borçlunun senede dayalı borcu ödediğini ve senetlerin alacaklısından iade aldığı kabul edilerek davacının icra takibine konu alacak yönünden davalıya borcunun bulunmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-HMK 26 (HUMK 74) maddesi uyarınca; "Hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmü getirilmiştir.
Yine HMK 297/2 maddesi uyarınca; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmü kanunda yer almaktadır.
Somut olayda; davacı taraf takibe dayanak senetlerdeki miktar kadar borçlu olmadığının tespitini ve alacağın %40 oranında davalı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiş, mahkemece hüküm kurulurken davacı tarafın bu yöndeki talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir.
Mahkemece; anılan kanun maddelerine uyularak yapılan yargılama sonunda oluşturulacak hükümde davacının sözkonusu kötüniyet tazminatına ilişkin talebinin karşılanması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.