3. Hukuk Dairesi 2014/8639 E. , 2014/17318 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KEPSUT SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2011/76-2013/290
Taraflar arasında görülen alacak (yersiz ödenen bedelin istirdatı) davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı Hazine; davalının, Sağlık Bakanlığı Dr. A.. Y.. Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Saymanlık Müdürlüğü"nde müdür yardımcısı olarak görev yaptığı sırada, 01/02/2010-17/02/2010 tarihleri arasında, Bala Mal Müdürlüğüne vekalet ettiğini; Bala Mal Müdürlüğü"ne vekâlet ettiği dönemde fiilen görev yapmadığı halde, kendisine döner sermaye ödemesinin tam olarak ödendiğini; geçici görevle başka bir muhasebe biriminde vekâlet görevi verilen davalıya, döner sermaye ödemesinin tam olarak yapılmış olmasından dolayı, fazla ve yersiz ödenen 575,35 TL"nin tahsili için borç yazısının 22/11/2010"da tebliğ edilmiş olduğunu; ancak, tahsilatın sağlanamadığını, yersiz ve fazla ödenen 575,35 TL"nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, tarafına yapılan ödemelerin yanlış olarak hesaplandığını, tüm ödemeleri kanun ve yönetmeliğe uygun olarak aldığını, Danıştay kararına göre 60 günlük süre içinde davanın açılmadığını, fazla ödenmiş bulunan meblağın maaşından mahsup edildiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalının, kadrosunun Maliye Bakanlığı"nda olduğu, Sağlık Bakanlığı"na bağlı muhasebe biriminde görev yapan Maliye Bakanlığı personeline ek ödeme yapılacağı; ancak, bu personelin Sağlık Bakanlığı haricinde bir kurumda görevlendirilmesi durumunda, Sağlık Bakanlığı"na bağlı döner sermaye işletmelerinin muhasebe birimlerinde görev yapmamaları nedeniyle döner sermaye gelirlerinden ek ödeme yapılmasının mümkün olmadığı, Dr. A... Y.. Ankara Onkoloji ve Eğitim Araştırma Hastahanesi Saymanlık Müdürlüğü"nde müdür yardımcısı olarak görev yaptığı sırada, 01.02.2010 ile 17.02.2010 tarihleri arasında, Bala Mal Müdürlüğü"ne vekâlet edip, fiilen saymanlıkta çalışmadığı bu dönemde, ödenen döner sermaye ek ödemesinin yönetmeliğe aykırı ve yersiz olduğu; davalının maaşından bu haksız ödenen miktarın kesintisinin yapılmadığını, Danıştay"a başvuru süresinin adli mahkemeleri bağlamadığı, haksız ödenen toplamda 2.288,45 TL"nin 575,35 TL"sinin geri ödenmesinin gerektiğini 22/11/2010 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, geriye kalan 1.713,10 TL"nin ıslahla talep edildiği, davalının ıslah dilekçesinin tebliği ile birlikte temerrüte düştüğünü ve geri ödemekle yükümlü hale geldiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava; Sağlık Bakanlığına bağlı hastanede müdür yardımcısı olarak görev yapan davalının, geçici görevlendirme ile görev yaptığı süre içerisinde, fiilen çalışmadığı dönemde, hastane döner sermayesinden kendisine ödenen miktarın istirdatına ilişkindir.
HMK.nun 266 ve devamı maddeleri gereğince; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerekir. Ancak, bilirkişi seçimi yapılırken düşüncesine başvurulacak kişi veya kişilerin özel ve teknik bilgilerinin yeterli olup olmadığı üzerinde durulması gerekir.
Aynı ilkeler, HUMK.nun 275. ve devamı maddelerinde de düzenlenmiştir.
Somut olayda ise; hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi avukat olduğundan, uyuşmazlığın doğru olarak tespiti ve çözümlenmesi için gerekli uzmanlığa sahip değildir.
Mahkemece; uzman bilirkişiden, davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin, ödemenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre hesaplanması konusunda, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması; sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, uzman olmayan bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporu benimsenerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.