3. Hukuk Dairesi 2014/11037 E. , 2014/17402 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 8. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2014
NUMARASI : 2013/286-2014/207
Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının uzun süreden beri müvekkili ve müşterek çocukları ile iletişim kurmadığını, maddi ihtiyaçlarını karşılamadığını, ayrı bir yerde tek başına yaşadığını belirterek, 01.06.2013 tarihinden başlamak üzere müşterek çocukları İ.. D.. için aylık 875 TL, Toprak Kaan için aylık 375 TL ve müvekkili için aylık 1.500 TL tedbir nafakası ile kira ve diğer zorunlu giderler için aylık 3.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin Erzincan"da hekimlik yaptığını, öğrenim çağındaki çocuklarının iyi bir eğitim alması için Adana"da yaşayan ailesinin yanına her fırsatta giderek maddi ve manevi olarak ilgilendiğini, ayrıca 2007 yılında çıkan yasa gereğince özel muayenehanesini kapatmak zorunda kalan müvekkilinin maddi anlamda sıkıntı çektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, dava tarihinden itibaren davacı yararına aylık 800 TL, müşterek çocuk 2001 doğumlu İ.. D.. için aylık 875 TL, küçük 2006 doğumlu K..T.. için aylık 375 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline, davacıya ödenmesine ziyade talebin reddine; evin kira ve diğer zorunlu giderleri için bir defaya mahsus olmak üzere 2.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı vekilinin, mahkemece evin kira ve diğer zorunlu giderleri için bir defaya mahsus olmak üzere hükmedilen 2.000 TL"ye yönelik temyizi yönünden değerlendirilecek olursa:
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Birliğin Korunması” üst başlıklı ve genel düzenleme içeren 195. maddesinde “Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.” hükmüne; müteakip 197.maddesinde ise “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.” hükmüne yer verilmiştir.
Yine “Hak ve Yükümlülükler” üst başlıklı 185.maddesinin ikinci fıkrasında “Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.”; “Konutun Seçimi, Birliğin Yönetimi ve Giderlere Katılma” başlıklı 186.maddesinin son fıkrasında “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar” düzenlemeleri yer almaktadır.
Tüm bu hükümler göstermektedir ki, eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir ve birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Diğer taraftan, ayrılık durumunda evlilik birliği hukuken devam ettiğine göre, eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmak durumundadır. Bu nedenle, ayrı yaşamda haklı olan eş, diğer eşten tedbir nafakası isteyebilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca), birliğin giderleri olan elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs. gücü oranında katılmak zorundadır. Hâkim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında eldeki davada her ne kadar mahkemece; davacı talebi doğrultusunda evin kira ve diğer zorunlu giderleri için bir defaya mahsus olmak üzere 2.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, tedbir nafakası bu giderleri de (elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) bünyesinde barındırdığı için artık tedbir nafakasından ayrı olarak talep edilen bu giderlerin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.