12. Hukuk Dairesi 2016/22507 E. , 2017/13067 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlu aleyhinde iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun süresi içinde icra mahkemesine başvurarak imza itirazında bulunduğu, mahkemece, itirazın kabul edilerek borçlu yönünden takibin durdurulduğu, alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedildiği görülmektedir.
TTK.nun 776/1-f maddesi gereğince senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 777/4. maddesine göre ise düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Düzenlenme yeri olarak idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. 14.12.1992 tarih ve 1991/1 E. - 1992/5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere, kısaltılmış olarak yazılan tanzim yerinin kabul edilebilmesi için, bunun belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesi gereklidir. Senette bulunması zorunlu olan düzenlenme yeri ve düzenleyenin adresi, senet keşidecisi için gerekli olup, TTK."nun 702. maddesi hükmüne göre, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistlerin adreslerinin senette yazılı olması hali, yukarıda açıklanan zorunluluğu gidermez.
Somut olayda, takibe dayanak yapılan senetlerde TTK."nun 776/1-f. maddesinde zorunlu kılınan düzenlenme yerinin bulunmadığı anlaşıldığından, TTK"nun 776/1-f maddesinde öngörülen koşulun oluşmadığı sonucuna varılmalıdır.
Borçlunun, İİK.nun 170/a-son maddesi anlamında borcu kısmen veya tamamen kabulü de bulunmadığından, düzenlenme yeri belirlenmeyen bu belgelerin kambiyo vasfı yoktur. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-5 sayılı kararı ile benimsendiği üzere, İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince bu husus icra mahkemesince re’sen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi yerine, işin esasının incelenerek takip dayanağı bonolardaki imzaların borçluya ait olmadığı gerekçesiyle takibin durdurulması isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre aleyhe bozma yasağı nedeni ile bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Ancak, verilmesi gereken iptal kararının yasal dayanağının İİK.nun 170/a maddesi olması gerektiğinden ve bu maddede tazminat öngörülmediğinden borçlu yararına tazminata ve para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ..... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 12.05.2016 tarih ve 2015/271 E. - 2016/478 K. sayılı kararının hüküm bölümünün üçüncü bendinde yer alan tazminata ilişkin “58.500 TL"nin %20"si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ve dördüncü bendinde yer alan para cezasına ilişkin “58.500 TL"nin %10 oranında para cezasının davalıdan tahsiline” şeklindeki cümlelerin tümünün silinerek karar metninden çıkartılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.