3. Hukuk Dairesi 2014/5267 E. , 2014/17415 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ISPARTA 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2013
NUMARASI : 2013/587-2013/859
Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların, 1979 yılında evlendiklerini; davalının, sürekli alkol aldığını, çocukları, eşi ve eviyle yıllardır hiç ilgilenmediğini, davalının evi terk etmeyi bir alışkanlık haline getirdiğini, evlilik birliği içinde zaman zaman evi terk edip 1-2 ay sonra geri döndüğünü, son olarak davalının Haziran ayının ilk haftasından beri eve yine gelmemeye başladığını; davalının, evi terk etmesiyle birlikte, kanser hastası da olan müvekkilinin zor duruma düştüğünü, oturduğu evin kira bedelinin 320 TL olduğunu ileri sürerek; dava tarihinden itibaren müvekkili lehine aylık 600 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı duruşmadaki beyanlarında; yaklaşık 5 aydır eşinin ve çocuklarının huzur vermemesi nedeniyle eve gitmediğini, aldığı maaşın kendisine de yetmediğini, kredi borçları olduğunu, talep edilen nafakayı ödeyemeceğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının ayrı yaşamada haklı olduğu, davalı eşin ödeme gücünün üzerinde borçlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabülüne ve dava tarihinden itibaren aylık 400 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki nüfus kayıt bilgilerinden, davacının 1954, davalının 1953 doğumlu olduğu, tarafların 1979 yılında evlendiği ve 1980, 1986 ve 1988 doğumlu müşterek çocukları bulunduğu görülmüştür.
Taraflar hakkında yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmasında; davacının, ev hanımı olduğu, geçimini çocuklarının sağladığı, kiracı olmadığı, 3 oğlu ile birlikte kaldığı; davalının ise, emekli olduğu, aylık 800-900 TL geliri bulunduğu, geçimini kendisinin sağladığının tespit edildiği görülmüştür.
Mahkemece aldırılan sosyal inceleme raporunda; davacının, hiç bir işte çalışmadığı ve sosyal güvencesinin olmadığı, oğulları K.. ve M.. ile birlikte 320 TL kira karşılığında oturdukları, oğullarından İ.."in İzmir"de kaldığını beyan ettiği, K.."in bir hafta önce mermer fabrikasında çalışmaya başladığını, M.."in iş olduğu müddetçe tabakhanede çalıştığını, çocuklarının evin ve kendisinin ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını; ancak yetersiz kaldığını beyan ettiği; davalının ise, 980 TL emekli maaşı olduğu; ancak, önceki yıllarda çektiği kredi nedeniyle aylık 600 TL"nin maaşından kesildiğini, sosyal çevresinin de desteği ile yaşamını devam ettirdiğini beyan ettiği görülmüştür.
TMK.nun 197. maddesi uyarınca; ayrı yaşamda haklı olan eş diğerinden tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği karı-koca birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK.md.186/son).
Nafaka takdirinde, tarafların ekonomik durumları tam ve sağlıklı araştırılıp, gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına ve TMK 4.md. vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmelidir.
Mahkemece, davalının aldığı 980 TL emekli maaşından 600 TL kredi taksidi ödediği, maaşından eline 300 TL kaldığı şeklindeki savunması karşısında, herhangi bir araştırma yapılmadan, davalının ödeme gücü üzerinde borçlandığı kabul edilmiş; ayrıca, davacı hakkında yaptırılan zabıta araştırmasında kiracı olmadığı tespitine rağmen, davacının beyanı esas alınarak 320 TL kira ödendiği kabul edilmiştir.
Buna göre, taraflar hakkında yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmaları, yetersiz olup, denetime imkan verecek nitelikte değildir.
O halde mahkemece; tarafların ekonomik ve sosyal durumları tam ve sağlıklı olarak araştırılarak saptanmalı ve davacı tarafın geçimi için gerekli olan ve davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, T.M.K.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.