3. Hukuk Dairesi 2012/22755 E. , 2013/2 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE ... MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 25.000.00 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı ve davalı tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden taraflardan davacı asil ... ile davalı asil ... geldi. Gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için ....01.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davada, birlikte yaşadığı dönemde davalı tarafından kendisine ait çekin rızası hilafına ele geçirilerek tahsil edildiği ileri sürülerek çek bedeli 25.000,00 TL"nin faizi ile tahsili istenilmiştir.
Davalı, davacı ile birlikte emlak komisyonculuğu yaptıklarını, satılan taşınmazlardan hissesine düşen bedelin karşılığında bu çekin verildiğini, çekin iptali ya da ödeme yasağı bulunmadığı nedenleriyle davanın reddine karar verilmesi savunulmuştur.
Mahkemece, davacı ve davalının ses kaydı dökümüne dayanılarak davacının ....000,00 TL. alacağının bulunduğu gerekçesi ile bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, süresinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak isteminden ibarettir.
Öncelikle, mahkemece, gerekçe olarak dayanılan ses kaydını içeren delilin, hukuken geçerli ve hükme esas alınabilecek bir delil niteliğinde olup olmadığının çözümü gerekmektedir:
6100 sayılı ... Muhakemeleri Kanunu’nun 01.....2011 tarihinde yürürlüğe girmesinden önceki dönemde, hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda açık bir düzenleme bulunmamakta; konu öğretide yer alan bilimsel görüşler ve yargısal uygulama ile şekillenmekteydi.
.
01.....2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı ... Muhakemeleri Kanunu’nun “ispat hakkı” başlığını taşıyan 189.maddesinin ....fıkrasında yer alan; “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz” hükmü ile açıkça hukuka aykırı olarak elde edilmiş delillerin ispat gücü olamayacağı kabul edilmiştir.
Böylece ispat hakkının delillere ilişkin yönünün hukuki çerçevesi çizilmiş; bir davada ileri sürülebilecek her türlü delilin mutlaka hukuka uygun yollardan elde edilmiş olması esası getirilmiştir.
Anılan düzenlemeye göre, hukuka aykırı olarak elde edildiği anlaşılan delillerin, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacağı düzenlenmek suretiyle, yargılama sırasında taraflarca sunulan delillerin elde ediliş biçiminin mahkeme tarafından re’sen göz önüne alınması ve delilin her ne surette olursa olsun hukuka aykırı olarak elde edildiğinin tespit edilmesi halinde, diğer tarafça bir itiraz ileri sürülmese dahi mahkemece caiz olmadığına karar verilerek, dosya kapsamında değerlendirilmemesi ilkesi benimsenmiştir.
Diğer taraftan, hukuka aykırı elde edilen delillerin değerlendirilmesi konusunda 01.....2011 tarihine kadar Medeni Usul Hukukunda açık bir yasa hükmü olmadığı halde, gerek mülga 1412 sayılı Ceza Yargılamaları Usulü Kanunu (CMUK) ’nda gerekse de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’nda açık düzenleme yapılmış ve “ortaya konulması istenilen delilin, kanuna aykırı olarak elde edilmesi halinde reddolunacağı” düzenlenmiştir.
Uygulamada ise, somut olayın özelliğine göre farklı yaklaşımlar olmakla birlikte temelinde bir delilin hukuka aykırı olarak elde edilmesi ile hukuka aykırı olarak yaratılmasının farklı olarak ele alındığı, hukuka aykırı yaratılan delilin hiçbir şekilde kabul edilmemesine karşın, hukuka aykırı olarak elde edilen delil konusunda olayın özelliğine göre farklı değerlendirmelerde bulunulduğu görülmektedir(bkz.HGK."nun ....02.2012 tarih 2011/...-703 E.-2012/70 K; yine HGK.’nun 25.09.2002 tarih ve 2002/...-617 E. 2002/648 sayılı Kararı; HGK.’nun 28.05.2003 gün ve 2003/...-374 E- 2003/370 K. sayılı ilamı).
Bir delilin mahkemece kabul edilebilmesi için, gerek öğretide yer alan ağırlıklı görüş, gerekse de ... Genel Kurulu Kararlarında ortaya konulan ölçüt; o delilin usulsüz olarak yaratılmamış olması ve hukuka aykırı biçimde elde edilmemesidir.
Somut olaya gelince; mahkemece, hükme esas alınan ses kaydı davacının rızası dışında oluşturulmuş olup bu durum ceza mahkemesi kararı ile de belirlenmiştir. O halde bu şekilde oluşturulmakla usulsüz olarak yaratılmış bu delilin hükme esas alınması mümkün değildir.
Mahkemece sabit olmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ... duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.