20. Hukuk Dairesi 2018/2337 E. , 2019/1824 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 04/05/2017 harç tarihli dava dilekçesi ile, müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ... mah. 228, 241, 242, 525, 561, 562, 564, 565, 566, 567 ve 568 parsel sayılı taşınmazlarının ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/127 E.-2012/342 K. sayılı dosyası ile orman vasfında olduğu gerekçesi ile tapusunun iptal edildiğini, kararın kesinleştiğini belirterek uğradıkları zarara ilişkin olarak fazlaya dair haklarını saklı tutarak 1.000,00.-TL tazminatın tapunun iptal tarihinden itibaren yasal faiziyle ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 05/10/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporları doğrultusunda toplam tazminat talebini 1.385.255,03 TL olarak ıslah etmiş, ıslah harçlarını ise yatırmamıştır.
İlk derece mahkemesi olan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulü ile; 1.385.255,03 TL alacağın, iptal kararının kesinleştiği 25/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; davalı idarenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b (2) maddesi gereğince kabulü ile ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/11/2017 gün ve 2017/198-700 E.K. sayılı kararının;
-1. bendinin 2. satırındaki "1.385.255,03" rakamının "1.108.204,03"şeklinde;
-3. bendinin hüküm fıkrasından çıkartılıp yerine 3. bent olarak "Davacı tarafından yapılan toplam 1.881,10 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.504,88 TL"sinin davalıdan alınarak davacıyla verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına," şeklinde,
-4. bendindeki "65.507,00" rakamının "57.196,12" şeklinde,
-6. bent olarak hüküm fıkrasına "Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 22.573,06 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresi eklenerek düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm dosya taraflarınca temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.
Verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır.
492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E. - 2011/3-629 K. 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E. - 2013/7-31 K. 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır.
Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, ıslah edilen dava değeri üzerinden nispi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir. Islah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
Ne var ki; davacı vekili ıslahla artırılan miktar üzerinden ıslah harcını ödememiştir.
İlk derece ve bölge adliye mahkemesince, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, ıslah harcı alınmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Bu durumda mahkemelerce; yürürlükteki Harçlar Tarifesi uyarınca ıslah edilen dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden, aksi takdirde dava dilekçesinde gösterilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı yatırılmayan ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/03/2019 günü oy birliği ile karar verildi.